Günün Menkıbesi

Bugünkü Yazılar Günün Menkıbesi Hasan Sezâi hazretleri, kibar ve sevimli bir zâttır. Halk “Efendi Baba” derler ona. O vakit bir kadın kötü yola düşer. Sonra pişman olup evine çekilir. Günahlarına ağlar, sızlar! Ancak onu rahat bırakmazlar. Tekrar kötü yola çekmek için baskı yaparlar. Kadın çâresizdir. Sığınır Hasan Sezâi dergâhına. Odasında…

Devamını oku

Günün Menkıbesi

Bugünkü Yazılar Günün Menkıbesi Abdürrahîm Bursavî hazretleri anlatır: Abdullah bin Mübârek, hacca gider. Hac bitince, bir rüyâ görür. Rüyâda gökten iki melek iner. Biri, sorar diğerine: “Bu sene hacca gelen kaç kişi?” “Altı yüz bin.” “Kaçının haccı kabul oldu?” “Bir kişinin.” “Kimdir o?’ “Alî bin Muvaffak.” İbni Mübârek, o anda uyanır.…

Devamını oku

Günün Menkıbesi

Bugünkü Yazılar Günün Menkıbesi Edirne’de iki büyük zât vardır. Hasan Sezâi ve Enis Dede. Edirne Vâlisi, bir memuruna iki kese altın verip der ki: “Birini Enis Dede‘ye götür, öbürünü Hasan Sezâi Efendi’ye.” Memur, altınları alır. Önce Enis Dede’ye varır. Altınları takdim edip; “Bunu vâlimiz gönderdi” der. Ama o, altınları almaz ve; “Vâliye selâm söyle, bunları…

Devamını oku

Günün Menkıbesi

Bugünkü Yazılar Günün Menkıbesi (Dünden devam…) Hacı Bayrâm-ı Velî hazretleri, talebelerinin askerlik ve vergiden muaf olduğuna dâir pâdişahtan bir (ferman) almıştı. Ancak talebe arasında sahteleri de vardı! Bunlar giderek çoğaldı. Bu, dikkatini çekti Sultânın. Ve ricâ etti bu büyük velîye: “Bana talebelerinin listesini ver!” Mübârek zât; “Başüstüne” dedi. Ve bir çadır…

Devamını oku

Günün Menkıbesi

Bugünkü Yazılar Günün Menkıbesi Hacı Bayrâm-ı Velî hazretlerini bâzı çekemeyenler, Pâdişâha koştular ve; “Sultânım, Ankara’da Hacı Bayrâm diye biri var ki, insanlar akın akın ona gidiyorlar. Korkarız, ileride isyân çıkarabilir” dediler. Sultân, askerlere emretti ki: “Yakalayıp getirin onu!” “Başüstüne!” dediler. Ve yola revân oldular. Ankara girişinde birine rastladılar. Nûr yüzlü, sevimli bir…

Devamını oku

Günün Menkıbesi

Bugünkü Yazılar Günün Menkıbesi Ankaralı, temiz kalpli bir genç askere çağrılmıştı. Yetîm ve öksüzdü. Az mîras kalmıştı babasından. Birkaç bilezik, birkaç da atın. Bir kutu içine koydu onları. Ve Hacı Bayrâm-ı Velî hazretlerinin türbesine gitti. “Yâ Hacı Bayrâm-ı Velî hazretleri! Ben askere gidiyorum. Şu kutuyu size emânet ediyorum. Dönüşte alırım” dedi.…

Devamını oku