Günün Menkıbesi

Bugünkü Yazılar Günün Menkıbesi Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretlerinin dört oğlu vardı. Şihâbüddîn, Necmüddîn, Abdurrahman ve Behâeddîn “rahmetullahi aleyhim”. Şihâbüddîn Urfa’da vefat etti. Behâeddîn dört yaşındaydı. Tâundan vefat etti. Namazını kıldılar. Kasiyun Tepesi’ne defnettiler. Mevlânâ Hâlid hazretleri, definden sonra talebelerine; “Bu yerde, bir kabir de bana kazın!” diye emretti. Bir talebesi…

Devamını oku

Günün Menkıbesi

Bugünkü Yazılar Günün Menkıbesi Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretlerini çekemeyen bâzı din adamları, onu mahçup etmek için, başka bir şehirdeki Şeyh Yahya-yı Mezverî adında bir âlime mektup yazıp, maksatlarını açıkladılar. Mektup şöyle bitiyor: “Bu tarafa gelip buna (Dur!) demek size vâcip olmuştur. Teşrîfinizi bekliyoruz. Vesselâm.” ● ● ● Şeyh Yahyâ, bu…

Devamını oku

Günün Menkıbesi

Bugünkü Yazılar Günün Menkıbesi Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretleri, bir gün talebeleriyle sohbet ediyordu. Bir ara sohbeti kesip talebelerine döndü. Ve onlara buyurdu ki: “Yanımıza, bir zulmet geliyor!” Az sonra biri geldi. Meğer (Râfızî) âlimiymiş. Yanında on kişi getirmiş. Bu zâtı imtihan edeceklerdi  ● ● ● Ancak onlar huzûra girince hiç…

Devamını oku

Günün Menkıbesi

Bugünkü Yazılar Günün Menkıbesi Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretlerinin sevdiklerinden Halil Efendi bir gün bu zâta gelip; “Efendim, hacca gidiyorum. Hac dönüşü size misafir olup inşallah yüksek himmetinize kavuşurum” diye arz etti. Büyük zât buyurdu ki: “Dönüşte bize uğrarsınız, ama belki bizi bulamazsınız…” Halil Efendi ayrılıp hacca gitti. Dönüşte bu zâta…

Devamını oku

Günün Menkıbesi

Bugünkü Yazılar Günün Menkıbesi Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretleri zamanında Hacı Halil Efendi diye biri vardı. Bir gün hac yolculuğuna çıktı. Üsküdar’da biri çıktı karşısına. Ve sordu hemen: “Halil Efendi, nereye böyle?” “Beytullaha gidiyorum.” Cebinden bir mektup çıkarıp; “Şu mektubu Şam şehrine varınca, Mevlânâ Hâlid hazretlerine verir misin” dedi. Halil Efendi…

Devamını oku

Günün Menkıbesi

Bugünkü Yazılar Günün Menkıbesi Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretleri zamanında bir vâli, Abdülbâki adında bir kimseyi, Bağdat’a vazifeli olarak göndermişti. Abdülbâki Efendi, Bağdat’ta bir ay kaldı. Ve parası bitti. Sıkıntıya düştü! Hiç tanıdık kimse de yoktu Bağdat’ta. “Kimden borç para alabilirim?” diye düşünürken, Hâlid-i Bağdâdî hazretlerini hâtırladı. Çok ferahladı ve; “O,…

Devamını oku