Günün Menkıbesi

Bugünkü Yazılar Günün Menkıbesi Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretleri, Bağdat’tan çıkıp bir senede Delhi’ye vardı. Delhi toprağına ayak bastığında sevincinden, yanında ne varsa dağıttı oranın halkına. Sonra Abdullah-ı Dehlevî hazretlerine varıp ve elini öpüp talebesi olmakla şereflendi. Ve başladı vazifeye. İlk işi dergâh temizliğiydi. Kovasını kuyudan su ile doldurur, onu bir sopaya…

Devamını oku

Günün Menkıbesi

Bugünkü Yazılar Günün Menkıbesi (Dünden devam) Mevlânâ Hâlid hazretlerine, Mekke’de bir velî zât “Senin işin Hindistan’da hallolur” demişti. Hindistan’dan bir genç geldi. Ve edeble arz etti ki: “Efendim, hocam Abdullah-ı Dehlevî hazretleri zât-ı âlinizi Hindistan’a dâvet ediyor.” O da bunu bekliyordu zâten. Nitekim Resûlullahtan gelen ilim, feyiz ve nûrlar, Abdullah-ı…

Devamını oku

Günün Menkıbesi

Bugünkü Yazılar Günün Menkıbesi Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretleri, çok büyük bir velî idi. Yirmi bir yaşında âlim oldu. Tek düşüncesi, Medîne’ye varıp Resûlullahı ziyâret etmekti. Onun aşkıyla yanıyordu. Ve bir gün Medîne’ye vardı. Edeple ziyâretini yaptı. Ve kalbinden düşündü ki: “Bir rehber bulsam gerek” O gün bir zâta rastladı. Huzûnuna…

Devamını oku

Günün Menkıbesi

Bugünkü Yazılar Günün Menkıbesi Şems-i Tebrîzî hazretleri Konya’ya gelince, Hazret-i Mevlânâ onu görüp âşık oldu. İkisi bir odaya kapandılar. Gece gündüz sohbet ediyorlardı. Fakat Mevlânâ hazretlerinin talebeleri ve şehrin ileri gelen âlimleri bu hâli beğenmediler. Mevlânâ bizi bıraktı diye, Konya’yı terk edip Denizli’ye gittiler. Sultan Alaaddîn çok üzüldü! Ve Sadreddîn Konevî’ye;…

Devamını oku

Günün Menkıbesi

Bugünkü Yazılar Günün Menkıbesi Şâbân-ı Velî devrinde biri, diğerine beş yüz akçe borçlu idi. Ve ödeyemiyordu. Alacaklı da sıkıştırıyordu! Bir gün yine gelip sıkıştırnca; “Biraz mühlet ver” dedi. Vermeyince koştu bir velî zâtın türbesine. Bir Fâtiha gönderdi. Sonra el Kaldırıp; “Yâ Rabbî! Bu Velî zâtın hürmetine bana borcum kadar akçe…

Devamını oku

Günün Menkıbesi

Bugünkü Yazılar Günün Menkıbesi Evliyânın büyüklerinden Hamîd-i Aksarâyî hazretleri, bir gün fırından çıkarken Emîr Sultân hazretleriyle karşılaştı kapıda. Onu görünce durdu. Ayaküstü konuştular. Hazret-i Emîr, elindeki çömleği büyük velîye uzatıp; “Şunu pişirir misiniz” dedi. O da, “Peki olur” buyurdu. Ve çömleği alıp sürdü fırına. Ardından çıkarıp verdi ona. Emîr Sultân…

Devamını oku