Bugünkü Yazılar

Günün Menkıbesi “Haram, ateş gibidir evlâdım!” Nişâbur’da yetişen velîlerden Ebû Muhammed Râzî hazretleri, aslen Rey’li olup, 964 (H.353) senesinde Nişâbur’da vefât etti. Vefâtından dört sene geçmiştı ki, kabrini açmak îcâb etti. Zîra bir tarafı göçmüştü. Tâmir edilecekti. İlgililer toplandılar. Ve dikkatle açtılar mübârek kabrini. Fakat o da ne?!.. Gözlerine inanamadı hiç kimse.…

Devamını oku

Bugünkü Yazılar

Günün Menkıbesi “Sen onlara hidâyet ver yâ Rabbî!” Anadolu’da yaşayan ve Allah dostlarından olan Mehmet Dede’yi çekemeyen bâzı kimseler vardı ki, bunlar bir gün toplanıp geldiler bu zâtın dergâhına. Maksatları, imtihan etmekti bu velî zâtı. Şöyle ki; Kendilerince zor olan bâzı dînî suâlleri ona soracak, bilemeyince de gûya mahcup edeceklerdi kendisini. Ancak…

Devamını oku

Bugünkü Yazılar

Günün Menkıbesi “Kul hakkı neden zordur efendim?” Büyük velîlerden Atâ Sülemî hazretleri Basra’da doğdu. 757 (H.140) senesinde vefât etti. Günahlara dalmış bir genç gelip, nasîhat istedi bir gün. Zîra bu zâtı seviyordu. Mübârek zât ona şefkat ve sevgiyle bakıp; “Nefsin seni aldatıyor evlâdım!.. Uyma ona” buyurdu. Ama bu gencin hiçbir şeyden haberi yoktu… Sordu hemen:…

Devamını oku

Bugünkü Yazılar

Günün Menkıbesi Paşa Dede’nin dizinde uyuyan aslan! Gönen evliyâsından ve Allah adamlarından Paşa Dede, bir gün aldı bir talebesini, ormana, odun kesmeye gittiler ikisi birlikte. Su lâzım oldu. Talebe, bir ara su aramak için ayrılıp geri geldiğinde, dehşet verici bir manzarayla karşılaştı! Bir mânâ veremedi. Zîra koca bir aslan, başını hocasının…

Devamını oku

Bugünkü Yazılar

Günün Menkıbesi “Kötü arkadaşları hemen terk et!” Kabr-i şerîfi Gönen’de bulunan Paşa Dede hazretlerine, bir genç gelip talebe olmuştu… Ancak bir müddet sonra nedense soğudu ilimden. Kötü arkadaşlara uydu. Ve bir gece terk etti dergâhı. Ancak Paşa Dede farkındaydı bunun. İstemedi onun ayrılmasını. O istemeyince o da gidemedi. Şöyle ki; Genç, dargâhtan ayrılmış…

Devamını oku

Bugünkü Yazılar

Günün Menkıbesi “İnşallah burada kalırsınız!” İstanbul’da yaşayıp 1876’da vefât eden büyük velî Feyzullah Efendi’nin kabr-i şerîfi, Halıcılar semtindeki dergâhındadır. Bir gün bu zâtın huzûruna, o yerin kadısı geldi. Ve arz etti ki: “Hocam, tâyinim çıktı. Falan yere gideceğim. Hakkınızı helâl edin. Yarın sabah yola çıkmam gerekiyor.” Mübârek zât, az düşünüp; “İnşallah burada…

Devamını oku