Ondan manevi yardım istediler…

Sünnet kelimesinin dinimizdeki manası

Ondan manevi yardım istediler… “Kazeruni” diye meşhur olan Şeyh Ebu İshak hazretleri zamanında mücahitler, Rumlarla savaşırken zor durumda kalmışlardı. Hemen hocaları Kazeruni’nin ruhaniyetinden yardım istediler. O anda mescitteydi. Âniden ayağa kalktı. Ve asâsını eline aldı. Hızla mescitten çıktı, atına atlayıp süratle uzaklaştı. Bu esnada mücahitler heybetli bir “süvari”nin, tozu dumana…

Devamını oku

Sünnet kelimesinin dinimizdeki manası

Sünnet kelimesinin dinimizdeki manası Sünnet kelimesi yalnız olarak söylenince; bütün İslamiyetin bildirdiği hükümler, emir ve yasaklar demektir.     Sual: Sünnete uyan, sünneti yerine getiren, sünneti iyi bilen tabirleri din kitaplarında geçmektedir. Buradaki “sünneti iyi bilen” tabirinden, Peygamberimizin emirlerini, sünnetini iyi bilen manası mı anlaşılmaktadır? Cevap: Sünnet kelimesinin dinimizde üç manası…

Devamını oku

Müşriklerin, bedenleri değil inanışları pistir

Hani birbirimize söz vermiştik!

Müşriklerin, bedenleri değil inanışları pistir Müşriklere pis denilmesi, kalplerinin pis olduğunu bildirmek içindir. İman edince, bu pislik gider, temiz olurlar.   Sual: Bazı kimseler, âyet göstererek, gayr-i müslimlerin bedenleri, ellerinin değdiği her şey pistir dolayısı ile bunlarla alışveriş yapmak, verdiklerini alıp yemek caiz değildir diyorlar. Gerçekten böyle midir? Cevap: Kur’ân-ı kerimde…

Devamını oku

Hani birbirimize söz vermiştik!

Kıyamet günü mîzân kurulur

Hani birbirimize söz vermiştik! “Ondan kopan ellerim tutmuyor, ona bakan gözlerim başka kimseyi görmüyordu.”     Ne annem babam, ne onun anası babası istiyordu ilişkimizi… Ama biz deliler gibi seviyorduk birbirimizi… Dedi ki bir gün: “Kaçıp gidelim bu yerlerden… Seni kaçırsam benimle gelir misin?” “Hiç gözümü kırpmadan” dedim… Tutuştuk el…

Devamını oku

Kıyamet günü mîzân kurulur

Kıyamet günü mîzân kurulur Kıyâmet günü, amelleri, işleri ölçmek için, bilmediğimiz bir “Mîzân” bir ölçü âleti, bir terazi vardır ki; dünyâ terazilerine benzemez!..   Ebü’l-Hattâb Kelvezânî hazretleri Fıkıh ve kelâm âlimidir. 432 (m. 1041)’de Bağdad’da doğdu. Kâdı Ebû Ya’lâ’dan fıkıh ilmi tahsil etti. Fıkıh ilminde vaktinin İmâmı, asrının en büyüklerinden oldu. İnsanlara…

Devamını oku

Kul, bir şey yapmak isteyince…

Bu gençlik buna hasret

Kul, bir şey yapmak isteyince… Allahü teâlâ dileseydi, her şeyi sebepsiz yaratırdı. Fakat lütfederek, kullarına iyilik ederek, her şeyi yaratmasını bir sebebe bağladı.   Kutbeddîn Mahmûd Şîrâzî hazretleri fıkıh ve tefsîr âlimi olup meşhur bir tabipti.. 634 (m. 1236)’de İran-Şîrâz’da doğdu. Şihabüdddin Sühreverdî’nin talebelerindendi. Anadolu’ya giderek Sivas ve Malatya kadılıkların­da bulundu.…

Devamını oku