Korkacak bir şey yok!..

Efendimiz aleyhisselâm, bir gün eshâbına; “Mü’min kabre girince, iki suâl meleği gelir. Ancak çok heybetli ve korkunçturlar. Onu suâle çekerler” buyurdu.
Hazret-i Ömer dinledi.
Ve Peygamberimize;
“Yâ Resûlallah! Kabirde aklımız başımızda olacak mı?” diye sordu. Efendimiz; “Evet yâ Ömer, olacak” buyurdular.
Rahatladı.
Ardından;
“Öyleyse korkacak bir şey yoktur” dedi. Hazret-i Alî radıyallahü anh, Onun bu sözüne şaştı. Vaktâ ki Ömer Fâruk vefât etti.
Bunu hâtırladı.
Kendi kendine;
“Bakalım dâvâsının eri olacak mı?” dedi. Definden sonra bir kenara oturdu.
Gözlerini yumdu.
Kabre teveccüh etti.
Hak teâlâ kaldırdı gözünden perdeyi. Gördü ki, suâl melekleri gelip suâle başladılar:
“Rabbin kim?”
“Dînin nedir?”
Hazret-i Ömer meleklere; “Siz nereden geliyorsunuz?” diye sordu. “Yedinci kat gökten” dediler. “Bu mesafe ne kadardır?” diye sorunca; “Yedibin yıllık yoldur” dediler.
Hazret-i Ömer;
“Pekâlâ” dedi.
“Siz bu uzun yoldan gelinceye kadar Rabbinizi unuttunuz mu?” Onlar; “Unutmadık” deyince, “Siz, yedibin yıllık yoldan gelip Rabbinizi unutmadınız da, ben şimdi şuracıktan, evimden çıkıp geldim, niçin unutayım?” dedi.
Gözlerini açtı.
Duygulanmıştı.
“Ey kardeşim Ömer, gerçekten sözünün eriymişsin” dedi. Ve bir Fâtiha okuyup gönderdi rûhuna…

Comments are closed.