Korkmayın, yerin karnı acıktı!..

Hazret-i Mevlâna’nın vefatı yaklaşınca sevenlerini bir “firak heyecanı” sarar. Ev içinde bir telâştır başlar!
Yanına yanaşıp;
“Efendim, siz vefat ederseniz kime tâbi olalım?” diye sorarlar.
Büyük veli;
“Hüsameddin Çelebi’ye tâbi olun. Vekilim Odur” buyurur.
O anda hafif bir “zelzele” olur.
Ev halkı korkuya kapılır!
Hazret-i Mevlâna;
“Korkmayın, yerin karnı acıktı, yağlı bir lokma ister” buyurur.
Vefatı iyice yaklaşır.
Hazret-i Mevlâna’nın yanında sadece Hüsameddin Çelebi vardır.
O ara içeriye bir kişi girer.
Güzel bir “delikanlı”dır bu.
Hazret-i Mevlâna, onu görünce yatağından fırlar.
O yiğidi ayakta karşılar.
Hüsameddin Çelebi’ye de;
“Döşeğimi kaldır!” der.
Ancak kimdir bu yiğit?
Edeple yaklaşıp sorar:
“Siz kimsiniz efendim?”
O yiğit cevaben;
“Ben Azrailim. Geldim ki Mevlâna’yı Hakk teâlâya davet edeyim” der.
Hazret-i Mevlâna işitir bunu
Ölüm meleğine döner.
“Ey Azrail! Çabuk ol, beni Rabbime çabuk kavuştur” diye rica eder.
Beş Cemaziyel-âhir.
Günlerden pazardır…
Hazret-i Mevlâna dünyadan ayrılır.
Rabbine varır.
O anda gaipten “Âşık mâşukuna kavuşmuştur! Bugün onun bayramıdır. Artık ona korku ve hüzün yoktur” diye “bir ses” duyulur.

Comments are closed.