Korkunun ve ümidin en faydalısı…

Muzaffer bin Ahmed hazretleri evliyânın büyüklerindendir. Ebû Sa’îd-i Ebü’l-Hayr ve diğer büyük zâtlarla görüşüp onlardan ilim öğrendi. Hicri 5. asrın ortalarında vefât etti. Buyurdular ki:
“Korkunun en faydalısı günah işlemene engel olan, elden kaçırdığın fırsatlar için uzun uzun üzülmene sebep olan ve geriye kalan ömür içinde seni devamlı olarak düşündüren korkudur. Ümidin en faydalısı ise amel etmeni kolaylaştırandır. Ümit üçe ayrılır: İyi amel yapıp kabul edilmesini umanın ümidi. Kötü iş yapıp ve tövbe ederek affedilmesini umanın ümidi. Devamlı günah işleyip de kendisini Allahü teâlânın affedeceğini umanın ümidi. Bu ümid makbul değildir.”
“Tamahkâr, aç gözlü insan tamah zincirine bağlanmış ölüye benzer. Kalpteki tamah kalbi mühürler, mühürlü kalp ise ölüdür. Mümin tamahkâr olmaz. Nefsin şehvet ve arzularına uymaz.”
“İnsanlardan uzak ve yalnız olduğunda kısaca her zaman Allah’tan kork. Beş vakit namazını cemâatle kıl. Yönünü harama çevirme, böylece, Allahü teâlâya yaklaşanlardan ol.”
“Dilinle yalan söyleme, gözünle harama bakma. Kalbinle Müslüman kardeşine hased etme. Kin tutma ve iyi şeyler arzu et. Eğer böyle yapmazsan, sonunda bedbaht olursun.”
“Amelde ihlâs amelden daha zordur. Kul kendisiyle Allahü teâlâ arasındaki hususlarda tam olarak sıdk, doğruluk üzere bulununca Allahü teâlâ onu gayb hazînelerine vâkıf kılar.”
“Allahü teâlâ kalpleri kendini anmak için yarattığı hâlde, insanlar onları şehvet, istek ve arzû ile doldurmuştur. Kalplerden şehvetin izini silecek şey yalnız Allahü teâlânın korku ve sevgisidir.”
“İşlediğin fazîletli amele güvenerek azap olunmaktan korkmazsan helâk olursun.”
“Ehl-i Kur’ân bir günâh işleyeceği zaman göğsündeki Kur’ân-ı kerîm lisân-ı hâl ile ona şöyle seslenir: ‘Allahü teâlâya yemîn olsun ki sen beni bu iş için ezberlemedin!’ O günahkâr kişi eğer bu sesi duyabilecek olsa Allahü teâlâdan hayâ ederek düşer can verirdi.”
“Kim, Allahü teâlânın rızâsı için nefsini ayıplarsa, Allahü teâlâ onu gazâbından korur.”
“Kötü ve yanlış sözleri çok dinlemek, tâatın, ibâdetin tadını kalpden siler.”
“Enfâl sûresi 23. âyet-i kerîmesinde meâlen buyuruldu ki: Eğer Allahü teâlâ, ezelî ilminde onlarda hayır ve saadet takdîr etmiş olsaydı, onlara hakkı işittirirdi.” (Yani Allahü teâlâ onları hayırlı eyleseydi, onlara hayrı işittirirdi.)

Comments are closed.