Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Allahü
teâlâ, kul haklarını affetmez. Kullar arasındaki günahlarda mutlaka
adalet olur. Kul hakkı karışmamış günahlar, Allah ile kul arasındadır.
Cenab-ı Hak dilerse affeder, dilerse cezalandırır. Hattâ günahkâr bir
kulunu bile evliya yapabilir. Bu, Rabbimizin bileceği bir iştir. Mesela,
bir yerde çalışan bir kimsenin, işe gelip gelmemesi, işini güzel yapıp
yapmaması, onun cezaya müstahak olup olmaması, patronla o kimse
arasındadır. Patronu isterse affeder. Çünkü bu meselelerde o kimsenin
muhatabı doğrudan doğruya patrondur. Ama o kimse, kanunlara göre bir suç
işlerse, mesela birini öldürürse ve o mesele mahkemeye intikal ederse,
patronun bu meseleye müdahalesi olamaz.
teâlâ, kul haklarını affetmez. Kullar arasındaki günahlarda mutlaka
adalet olur. Kul hakkı karışmamış günahlar, Allah ile kul arasındadır.
Cenab-ı Hak dilerse affeder, dilerse cezalandırır. Hattâ günahkâr bir
kulunu bile evliya yapabilir. Bu, Rabbimizin bileceği bir iştir. Mesela,
bir yerde çalışan bir kimsenin, işe gelip gelmemesi, işini güzel yapıp
yapmaması, onun cezaya müstahak olup olmaması, patronla o kimse
arasındadır. Patronu isterse affeder. Çünkü bu meselelerde o kimsenin
muhatabı doğrudan doğruya patrondur. Ama o kimse, kanunlara göre bir suç
işlerse, mesela birini öldürürse ve o mesele mahkemeye intikal ederse,
patronun bu meseleye müdahalesi olamaz.
İşte kul hakkı da
bunun gibidir. Allahü teâlâ, kullar arasındaki suçların, mahşer gününde
kurulacak olan mahkemede çözülmesini takdir etmiştir. Oradaki mahkemede,
boynuzsuz koyun, kendisine vuran boynuzludan hakkını alır. Bu kadar
ince bir adalet vardır.
bunun gibidir. Allahü teâlâ, kullar arasındaki suçların, mahşer gününde
kurulacak olan mahkemede çözülmesini takdir etmiştir. Oradaki mahkemede,
boynuzsuz koyun, kendisine vuran boynuzludan hakkını alır. Bu kadar
ince bir adalet vardır.
Müslümanlarla kâfirler arasında,
Müslümanlarla hayvanlar arasında, Müslümanlarla Müslümanlar arasında,
çok hassas bir mahkeme kurulur. Hayvan hakkı Müslümanın hakkından,
kâfirin hakkı da hayvan hakkından daha çetindir. Evlat hakkı, hanım
hakkı, hoca hakkı, ana baba hakkı, arkadaş hakkı gibi daha birçok hak
vardır. Mesela bir kimse diğerine iftira ederse, bağırıp hakaret ederse,
iki Müslüman karşılaştığı zaman biri diğerine sert bakar da, diğerinin
kalbi kırılırsa veya biri diğerinin yüzüne bakmazsa, yüzünü ona
çevirmezse, hak doğar. Çünkü diğeri, (Ben bu arkadaşa ne yaptım, bir suç
mu işledim acaba? Niye bana böyle soğuk davranıyor?) diye düşünüp
üzülecektir.
Müslümanlarla hayvanlar arasında, Müslümanlarla Müslümanlar arasında,
çok hassas bir mahkeme kurulur. Hayvan hakkı Müslümanın hakkından,
kâfirin hakkı da hayvan hakkından daha çetindir. Evlat hakkı, hanım
hakkı, hoca hakkı, ana baba hakkı, arkadaş hakkı gibi daha birçok hak
vardır. Mesela bir kimse diğerine iftira ederse, bağırıp hakaret ederse,
iki Müslüman karşılaştığı zaman biri diğerine sert bakar da, diğerinin
kalbi kırılırsa veya biri diğerinin yüzüne bakmazsa, yüzünü ona
çevirmezse, hak doğar. Çünkü diğeri, (Ben bu arkadaşa ne yaptım, bir suç
mu işledim acaba? Niye bana böyle soğuk davranıyor?) diye düşünüp
üzülecektir.
NİYE EVLENMEDİN?
İmam-ı
Nevevî hazretleri hiç evlenmemiştir. (Niye evlenmedin?) diye
sorduklarında, (Kul hakkından korktum) buyurmuştur. Bişr-i Hafi
hazretleri de, aynı sebepten dolayı evlenmemiştir. İbni Âbidin
hazretleri de, (Hanımının kul hakkına riayet edemeyecek olan,
evlenmemeli) buyuruyor. İmam-ı Rabbânî hazretleri, (Üzerimizde kimsenin
hakkı kalmamasına çok dikkat etmeliyiz! Hakkı dünyada ödemek kolaydır.
Nezaketle, yumuşaklıkla haktan kurtulmak mümkündür. Fakat âhirette, iş
böyle değildir. Orada, hak altından kurtulmak çok güçtür, çaresi
bulunmaz) buyuruyor.