Kulum beni zannettiği gibi bulur

Hamîdüddîn Fergânî hazretleri Hanefî mezhebi fıkıh âlimlerindendir. 805 (m. 1403)’de Azerbaycan’da Merâga’da doğdu. 867 (m. 1463)’de Şam’da vefât etti. Bir dersinde talebelerine şunları anlattı:

“Resûlullah efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem), bütün peygamberlerin efendisi olup, kemâlât-ı ilâhiyyeyi, yani Allahü teâlânın ihsân ettiği kemâlâtın cümlesini kendinde toplamıştır. Âlimlerin ve velîlerin gıpta ettiği ilimler ve feyzler, O hazretin kemâlâtından bir nûr zerresidir. Peygamber efendimiz, kendinde toplanan bu kemâlâtı, Eshâb-ı Kirâmın (radıyallahü anhüm) gönüllerine akıtarak, onları, Allahü teâlâya olan yakınlık mertebelerinin en üstününe ulaştırdı. Böylece Eshâb, ihsân, iyilik, yakîn, muhabbet ve ma’rifet derecelerinde en büyük mertebeye yükseldiler. Dünyadan yüz çevirmeyi, âhirete dönmeyi ve Peygamber efendimizin bütün sünnetlerine uymayı âdet edindiler. Mü’minin mirâcı olan ve sünnet üzere (Peygamber efendimize tam uyarak) kıldıkları namazdan, Kur’ân-ı kerîm okumaktan, zikirlerden nasîbdâr oldular. Vatanlarını, mal ve mülklerini terk ederek, kâfirlerle muharebe edip, Allah yolunda şehîd olmayı arzu ettiler. Sekîne ve itminanda öyle idiler ki, Resûlullahın huzûrunda iken, onları taş sanarak başlarına kuş konardı. Resûlullah efendimizin sohbeti ile öyle yüksek derecelere kavuşurlardı ki, O’nun şereflendiği rü’yet, sanki bunlara da nasîb olurdu. Bu sebeple Eshâb, sohbetten sonra; ‘Cenâb-ı Hakkın şühûdunda idik’ derlerdi.”

Hamîdüddîn Fergânî hazretleri vefat ederken şöyle dua etti:

Ey âlemlerin Rabbi! Mahlûkatın, senin Ekrem-ül-ekremin, merhametlilerin en merhametlisi olduğunda ittifâk etmektedir. Yâ Rabbî! Bu zaîf kuluna müsamaha eyle. Dilimi sürçmekten muhafaza buyur, bana yardım et. Hatâ ve kusurlarımı setreyle. Kitabım Kur’ân-ı kerîm, yolum Resûlullah efendimize uymaktır. Yâ Rabbî! Senin hakkında hüsn-i zan sahibiyim. Rahmetin hakkında çok ümitliyim. Çünkü sen; “Kulum beni zannettiği gibi bulur” buyurdun. Yâ Rabbî! Ben hiçbir şey getirmesem de, sen ganîsin, kerîmsin, ümidimi boşa çıkarma. Duâmı geri çevirme. Beni ölümden önce ve sonra azâbından kurtar, ölüm sırasında can çekişirken bana kolaylık ver. Çünkü sen erhamürrâhimînsin.

Comments are closed.