Kur’an-ı kerime saygısızlık

Bozuk kitap: 18

Reformcu diyor ki: (Kur’anı anlamadan ezberlemenin, onu yükseğe koymanın ne anlamı var ki? Aliya İzzetbegoviç de aynı şeylerden şikâyetçidir. Aliya gibi iman etmelidir.)

CEVAP: Vehhabiler ve Mutezile, Kur’an mahlûktur diyerek hiç tazim, saygı duymazlar. Yazarın bu iki gruba yakın olduğu anlaşılmaktadır. Anlamadan da olsa Kur’an-ı kerimi okumak çok sevabdır ve ibadettir. İzzetbegoviç gibilerin dinde sözü senet olmaz. Sözü senet olan İmam-ı Gazali hazretleri buyuruyor ki:
İmam-ı Ahmed bin Hanbel, Allahü teâlânın, (Anlayarak da, anlamayarak da Kur’an okuyan benim rızama kavuşur) buyurduğunu bildirdi. (İhya)
İslam âlimlerinin en büyüklerinden, Hanbelî mezhebinin reisi İmam-ı Ahmed hazretleri böyle buyururken, hâlâ herkesin Kur’an-ı kerimi anlayarak okuması gerektiğini söylemek ne büyük gaflettir! Nasıl olup da, (Kur’anı anlayamıyorsan ezberleme!) denebiliyor? Bir hadis-i şerif meali de şöyledir:
(Kur’an için vekil edilen bir melek, Arap olmadığı için doğru okuyamayanın hatasını düzeltir ve doğru olarak yükseltir.) [Şirazi]
Görüldüğü gibi, (Arap olmayan aslını okumasın, mealini okusun) denmiyor. Aksine, Arapçayı bilmese de, düzgün okuyamasa da, Kur’an-ı kerimi aslından okumak gerektiği açıkça bildiriliyor. Kur’an-ı kerimi ezberlemek, hâfız olmak için de mânâsını anlama şartı yoktur. Kur’an-ı kerimi hıfzetmenin sevabı çok büyüktür. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Kur’anı okuyup ezberleyin! Allahü teâlâ, içinde Kur’an bulunan kalbe azab etmez.) [Şir’a Şerhi]
(Kur’an hâfızları ehl-i Cennetin arifleridir.) [Ebu Nuaym]
(Hafızasında Kur’an-ı kerimden bir şey bulunmayan, harap bir ev gibidir.) [Tirmizi]
(Kur’an hafızı ölünce, Allahü teâlâ toprağa onun etini yememesini emreder. Toprak, “Yâ Rabbi, senin kelamın içinde iken ben onu nasıl yiyebilirim?” der.) [Deylemi]
Bunlar elbette Kur’an-ı kerimin aslını ezberlemekle ilgilidir. Bu hadis-i şerifler karşısında Kur’an-ı kerim hâfızlarına dil uzatmak ne kadar çirkindir.
Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi, (Anadili Arapça olanlar, Arapçayı bizden iyi bilirse de, biz Kur’an-ı kerimi onlardan daha iyi anlarız) buyuruyor, çünkü Kur’an-ı kerimi doğru anlamanın bir şartı da doğru itikada sahip olmaktır. Anadili Arapça olan Vehhabiler Kur’an-ı kerimi anlayabilselerdi, Vehhabi olmazlardı.

 

Comments are closed.