Halkın dilinden kurtuluş yolu yoktur. Çünkü birini memnun etseniz diğeri memnun olmayacaktır. Onların hepsini birden memnun etmek ise, mümkün değildir…
İbn-i Abdirabbih hazretleri Endülüs’te (İspanya) yaşamış olan İslam âlimi ve şairdir. 246’da (m. 860) Kurtuba’da (Cordoba) doğdu. Endülüs’te zamanın büyük âlimlerinden fıkıh, hadis ve nahiv ilmi tahsil etti. Geniş fıkıh bilgisi yanında irticalen şiir söyleyecek kadar güçlü bir şair olan İbn-i Abdirabbih 328’de (m. 940) Kurtuba’da vefat etti. “İkdü’I-ferîd” isimli eseri çok meşhurdur. Bu kitabında şunları yazmaktadır:
Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerimde şöyle buyurmaktadır: “Ey iman edenler, Allah’a, peygambere ve sizden olan idarecilere itaat edin.” Ebû Hüreyre (radıyallahü anh) şöyle buyurdu: “Bu âyet nazil olduğunda liderlere itaat etmemiz emredildi. Onlara itaat etmek Allah’a itaat etmek, onlara karşı gelmek ise Allah’a karşı gelmektir.”
Resûlullah efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmaktadır: “İdarecilikte bir saat adaletli davranmak, altmış sene yapılan ibadetten daha hayırlıdır.” Ayrıca şöyle buyurmaktadır: “Hepiniz bir sürünün çobanısınız ve sürünüzden mes’ulsünüz.”
Vehb bin Münebbih şöyle demiştir: Allahü teala, Dâvûd aleyhisselama şöyle buyurmuştur: “Şüphesiz ben padişahlar padişahı Allah’ım. Hükümdarların kalpleri benim elimdedir. Hangi kavim bana itaat ederse, hükümdarları onlara rahmet kılarım. Ancak kim bana isyan ederse hükümdarları onlara belâ kılarım.”
Yöneticilerinden memnun olmamak tebaanın huylarındandır. Halk, liderlerinin mazur görülecek bir yanı varsa bile mazur görmeyip onları zaman zaman sıkar ve daima tenkid ederler. Tenkid edilenlerin hiçbir suçu ve günahı olmayabilir. Halkın dilinden kurtuluş yolu yoktur. Bu hep böyledir. Çünkü birini memnun etseniz diğeri memnun olmayacaktır. Onların hepsini birden memnun etmek ise, mümkün değildir. Zira böyle bir şey görülmemiştir. O halde yöneticiler, halkın rızasını değil, Allahü tealanın rızasını kazanmak için çalışmalıdırlar. Böyle yaparlarsa, Allahü teala onları halka sevdirir.
Her lider adaletten kendine düşen payı almıştır. Liderlerin görevi, tebaasına taraf tutmadan, eşit bir şekilde muamele etmektir. Lider herkesi eşit görmelidir. Tebaaya düşen ise liderlerine itaatte kusur etmemektir. Adalet ve güç sahibi bir lider sağanak gibi yağan bir yağmurdan daha hayırlıdır. Baştaki lider, katı yürekli ve despot da olsa anarşi ve fitneden daha hayırlıdır.