Kutb-i Medar Bedîüddin Mankpûrî

Kutb-i Medar Bedîüddin Mankpûrî hazretleri Hindistan’da yaşamış olan evliyanın büyüklerinden olup, Medâriyye tarikatının kurucusudur. 715’te (1315) Halep’te doğdu. Bayezid-i Bistami yolunun büyüklerinden Şeyh Tayfûrüddin’den hilâfet aldı. Bu yolun silsilesi Hazret-i Ebû Bekr’e (radıyallahü anh) ulaşır. Hin­distan’a giderek Mankpûr’da talebe yetiştirdi. 840’ta (m. 1436) orada vefat etti. Bir sohbetinde buyurdu ki: Dünyaya gönül kaptırmayan, mal, mevki, şöhret kazanmak, başa geçmek sevdasında olmayan din alimleri, ahiret adamlarıdır. Peygamberlerin varisleri, vekilleri ve insanların en iyisi bunlardır. Kıyamette bunların mürekkebi, Allahü teâlâ için canını veren şehitlerin kanıyla tartılacak ve mürekkep daha ağır gelecektir. (Alimlerin uykusu ibadettir) hadis-i şerifinde övülen bunlardır. Ahiretteki sonsuz nimetlerin güzelliğini anlayan, dünyanın çirkinliğini ve kötülüğünü gören, ahiretin ebedi, dünyanın ise fani olup geçip tükeneceğini bilen onlardır. Bunun için kalıcı olmayan, çabuk değişen ve biten şeylere bakmayıp, baki olana, hiç bozulmayan ve bitmeyen güzelliklere sarılmışlardır. Ahiretin büyüklüğünü anlayabilmek, Allahü teâlânın sonsuz büyüklüğünü görebilmekle olur. Ahiretin büyüklüğünü anlayan da, dünyaya hiç kıymet vermez. Çünkü dünya ile ahiret birbirine zıttır. Birini sevindirirsen öteki incinir. Dünyaya kıymet veren âhireti gücendirir. Dünyayı beğenmeyen de, ahirete kıymet vermiş olur. Her ikisine birden kıymet vermek veya her ikisini aşağılamak olamaz. Alimlerin dünyayı sevmesi ve ona düşkün olması, güzel yüzlerine siyah leke gibidir. Dini kuvvetlendirmek, İslamiyeti yaymak şerefi, alimlere aitse de, bazen kafir ve fasık da bu işi yapar. Nitekim Peygamberlerin efendisi “aleyhissalatü vesselam” kötü kimselerin de, dini kuvvetlendireceğini haber verip, (Allahü teâlâ bu dini, facirlerle de, elbette kuvvetlendirir) buyurmuştur. Bunlar, çakmak taşına benzer. İnsanlar, bu taştaki kudretten ateş yapar, istifade eder. Taşın ise, hiç faydası olmaz. Bunların da ilimlerinden kendilerine fayda olmaz. Hatta bu ilimleri kendilerine zararlıdır. Çünkü kıyamet günü, (Bilmiyorduk, günah olduğunu bilseydik yapmazdık) diyemezler.

Comments are closed.