1911’e kadar yüzlerce senedir Osmanlı toprağı olan Libya, kardeşlik ve hürriyet naralarıyla devletine kasteden İttihad Terakkiciler zamanında, elimizden kısa sürede kayıp gitti. Avrupa devletleri arasında, 20. yy. başlarında, sömürgeleri çoğaltma kampanyası başladı. İtalya da modaya uyarak, en yakınındaki Osmanlı toprağı Libya’ya saldırdı. Büyük uğraşlar sonucu bölgeyi işgal etti. Avrupa sömürgecilerinin şahitliğinde yapılan Oshy (Oşi ) Anlaşmasıyla Libya topraklarında Osmanlı hükmü bitirildi… İtalya yine Avrupa’nın gözü önünde, Libya’da 20. yy’ın en acımasız işkencelerini uyguladı. Libyalıyı köleleştirdi. İtalyan sömürgeciliğine karşı, Ömer Muhtar şanlı bir direniş başlattı. Ömer Muhtar’ın yakalanıp idamıyla bu haklı ses yine susturuldu…
2. Dünya Harbinde bölge, bu sefer Fransa ve İngiltere’ye bırakıldı. 1949’da Birleşmiş Milletler, Libya’nın bağımsızlığı kararını aldı. Bu görüşmelerde Libya’yı Şeyh İdris Sünusi temsil etti. Sünusi sülalesi her zaman Osmanlıyı sevmiş ve desteklemiştir. İtalyanlar ise bu aşiretin kökünü kurutmaya çalıştı. Böylece 1951’de Libya BM aracılığı ile istiklalini kazanan ilk ülke, İdris Sünusi de ülkenin ilk emiri oldu. 1969’da Muammer Kaddafi bir grup subayla, İdris’e karşı darbe yaptı Libya Arap Cemahiriyesini kurdu. Böylece Libya’da kendine özgü dünyada benzeri olmayan bir idari düzen kuruldu… Kaddafi o sırada teğmendir. Sonra kendini Albaylığa yükseltti. 42 senedir de bu devam ediyor. Halen Libya halkı, hakkını arıyor. Yardıma kalkışanlar ise, Libya’daki iki tarafı da kırmaya çalışıyor…
Olayların başından beri Türkiye iki tarafa da eşit mesafededir. Bu tutum devam ediyor. BM barış gücü olarak havalanan Fransız uçakları havadan acımasızca bomba yağdırdı. Ve onların yaraladığı her iki taraftan insanları kurtarmak, taşımak yine Türkiye’ye nasip oldu. Ve bu adil davranış öncesi, Türkiye her iki tarafa da ateşkes çağrısı yaptı. İki taraf da derhal kabul etti. Bu ateşkesi Batıdan kaç devlet teklif ederse etsin sağlayamazdı…
Olayların başından beri Türkiye’nin barışçı çizgisinde hiç sapma olmadı. Olmaz da. 24 Nisan asılsız Ermeni iftiraları günü yaklaşırken, ABD dahil Avrupa’da “kin anıtı” diken devletlerin siyasilerini derin düşünmeye davet ediyorum. Ankara Feribotu ile Türkiye’ye nakledilen yaralıların, sedyelerindeki bakışlarından, Türk milletinin asla soykırımcı olmayacağını anlayabildiler mi acaba?!.