Mehmed Talui Efendi Halveti şeyhlerindendir. 1689’da Bolu-Mudurnu’da doğdu. İstanbul’da Halveti şeyhi Nasuhi Efendiden icazet alarak 1742’de Halveti tekkesine şeyh oldu. Ömrünün son yıllarında yeniden Mudurnu’ya döndü ve 1757’de vefat etti. Sohbetlerinde buyurdu ki:
“Allahü teâlânın dînine, O’nun kullarına hizmet etmekten zevk duyan bir kimsenin hizmetinde bulunmaktan, bütün mahlûklar zevk alırlar.”
“Kişinin ayağının sürçmesi, bir kusuru sebebiyledir.”
“Allah korkusu, kalbde yerleşmiş olan bir ağaç gibidir.”
“Allah korkusu, ibâdetin süsüdür.”
“Düşünmeden konuşan pişman olur. Konuşmadan önce düşünen selâmet bulur.”
“Kıyâmet günü fakîrlik ve zenginlik tartılmayacak, fakîrliğe ne ölçüde sabredilmiş ve zenginliğe ne ölçüde şükredilmiş ise, o hesap edilecek. Mesele çok fakîr veya çok zengin olmak değil, çok sabretmek veya çok şükretmektir.”
“Her kimde bulunursa bulunsun, tevâzu güzeldir, ama zenginlerde bulunursa çok daha güzel olur. Her kimde bulunursa bulunsun, kibir çirkindir. Ama, fakîrlerde bulunursa çok daha çirkin olur.”
“Bir Müslümanı medhedemiyorsan, bari kötüleme. Faydalı olamıyorsan bari zararlı olma, sevindiremiyorsan hiç olmazsa üzme.”
“Allah yolunda yürümek istiyene en zor gelen şey, yabancılarla beraber olmaktır.”
“Senden meydana gelen bir hatâ sebebiyle seni özür dilemeye mecbûr eden, beraber olduğunuzda kendisine müdârâ etmen icâb eden ve kendisine, (Allahü teâlâya duâ ettiğinde beni de hatırla) demeye ihtiyâç duyduğun kimse, hakîkî dost olamaz.”
“Az yiyip, az uyuyun. Çok tefekkür edin. Geceyi ibâdetle geçirin! Çok yemek, insanı uyuşuk yapar. Uyuşuk olan gâfil olur, gâfil olan mahzûn olur. Bu da insanı felâkete götürür.”
“Takvâ bir ağaçtır. Bu ağacın kökü Peygamber efendimizdir. Budakları Sahabe ve Tabiîndir. Meyvesi ise sâlih ameldir.”
Vefatından kısa bir zaman evvel buyurdu ki:
“Yâ Rabbî! Kalbimdeki en tatlı hâl, rahmetinden ümitli olmamdır. Dilimdeki en tatlı hâl, seni tesbih etmemdir. Bana en tatlı gelen zaman da, dîdârını göreceğim zamandır.”