Müderris Şemseddin Desûkî

Kader, ileride yaratılacak şeyleri Allahü teâlânın ezelde bilmesidir. Allahü teâlâ her şeyi kudreti ve ilmi ile yaratıyor. İşte kader, bu ilimdir.
Şemseddin Desûkî hazretleri Mâlikî fıkıh ve kelâm âlimlerindendir. Mısır’ın Desûk köyünde doğdu. Tahsil için Kahire’ye gitti. Burada büyük âlimlerden fıkıh ve kelâm dersleri okudu. Ezher’den mezun olan Desûkî daha sonra burada müderrislik yaptı. 1230 (m. 1815) tari­hinde Kahire’de vefat etti. Bir dersinde şunları anlattı:
İmanın altı şartından altıncısı, kazâ ve kadere inanmaktır. Âlemlerin yaratanı, yarattığı ve yaratacağı şeylerin hepsini ezelden ebede, zerreden arşa kadar hepsini, maddeleri, manaları, bir anda ve bir arada bilir. Her şeyi yaratmadan önce biliyordu. Her şeyin iki türlü varlığı olur. Biri ilimde varlık, ikincisi, hariçte, maddeli varlıktır. Bir mühendis mimar, yapacağı bir binanın şeklini, her yerini, önce zihninde tasarlar. Sonra zihnindeki bu resmi kâğıda çizer. Sonra bu planı ustalara verir. Bunlar da bu plâna göre binayı yapar. Kâğıttaki plan, binanın, ilimdeki varlığı demektir ve zihinde tasavvur edilerek çizilen şeklidir. Buna ilmî, zihnî, hayâlî vücut isimleri verilir. Kereste, taş, tuğla ve harçtan yapılan bina da hariçteki varlıktır. Mühendis mimarın zihninde tasavvur ettiği şekil, yani bu şekle olan bilgisi, binaya olan kaderidir.
Kısaca kader, ileride yaratılacak şeyleri Allahü teâlânın ezelde bilmesidir. Allahü teâlâ her şeyi kudreti ve ilmi ile yaratıyor. İşte kader, bu ilimdir. Kaderin, iyisi, kötüsü, tatlısı, acısı, hep Allahü teâlâdandır. Çünkü kader, bildiği şeyleri yaratmak demektir. Kader ve kazâ kelimeleri, birbiri yerine kullanılır. Kader yerine, kazâ denir.
Kazâ ve kader bilgisi Allahü teâlânın kullarından sakladığı sırlardan biridir. Bu bilgiyi, en yakın meleklere ve din sahibi olan Peygamberlerine “aleyhimüsselâm” bile açmadı. Bu bilgi büyük bir deryadır. Kimsenin bu denize dalması, kaderden konuşması caiz değildir. Şu kadar bilelim ki, Allahü teâlâ insanları yaratıyor. Bir kısmı şakîdir. Cehennemde kalacaktır. Bir kısmı da saiddir. Cennete gidecektir.
Bir kimse, Hazret-i Ali’den “radıyallahü anh” kaderi sorduğunda: “Karanlık bir yoldur. Bu yolda yürüme!” buyurdu. Tekrar sorunca: “Derin bir denizdir” buyurdu. Tekrar sordu. Bu defa: “Kader, Allahü teâlânın sırrıdır. Bu bilgiyi senden sakladı” buyurdu.

Comments are closed.