Muhammed bin Abdülkerîm

Muhammed bin Abdülkerîm Megîlî hazretleri, Cezayir’de yetişen tefsîr, fıkıh, hadîs âlimlerindendir. 909 (m. 1503)’de Tlemsân şehrinde vefât etti. Bir dersinde buyurdu ki: 

Zekâtın farz oluşunun hikmeti üçtür: 
1- İmtihandır. Mal kulun sevdiği bir şeydir. Çünkü mal, kulun dünyâ lezzet ve zevklerinden faydalanmasına vesile olur. Bu sebeple, kulun îmânında ne derece kuvvetli ve samîmi olduğu tecrübe edilmek için, o çok sevdiği malından Allahü teâlânın rızâsı ve emrini yerine getirmek için harcaması istenir. Ancak Allahü teâlâ zekâtın miktarını tayin etti. Çünkü insanların çoğunun mala olan sevgisi çoktur. Onlardan, mallarından verecekleri miktar hafifletildi. Mallarının çokluğuna göre, verilmesi gereken zekât miktarını verince, Allahü teâlâya karşı, o husûstaki kulluk vazîfesini yapmış sayılmaktadırlar. Fakat, insanlar arasında yüksek derecelere erişmiş öyle kimseler vardır ki, onlar hiçbir zaman dinar ve dirhem biriktirmezler. Hattâ onlardan birisine ikiyüz dirheme ne kadar zekât düşer diye sorulduğunda, o şöyle cevap verdi: “Sıradan bir Müslüman için, fıkıh kitaplarının hükmüne göre (dinin emri) beş dirhem vermesi gerekir. Fakat bizim gibilere gelince, bütün malımızı vermemiz gerekir.” Bu sebebledir ki, Hazreti Ebû Bekr Sıddîk, bütün malını, Hazreti Ömer, malının yarısını getirdi. Resûl-i ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem); “Çoluk çocuğuna ne bıraktın? Yâ Ömer!” buyurunca Hazreti Ömer “Getirdiğim kadar da onlara bıraktım” cevâbını verdi. Server-i âlem, aynı soruyu Hazreti Ebû Bekr’e sorunca, “Allah ve Resûlünü bıraktım” diye cevap verdi. Bunun üzerine Peygamber efendimiz; “İkinizin arasındaki fark, sözlerinizin arasındaki fark gibidir” buyurdu. 
2- Mümini cimrilik sıfatından temizlemektir. Çünkü cimrilik, helâka sebep olan şeylerdendir, insan cimrilikten, ancak malını vermeye alışmakla kurtulabilir. Bir şeyin sevgisinin kaybolması, ancak o şeyden ayrılmak için nefsi zorlamakla olur. Sonunda nefs buna alışır. Bu manada zekât, zekât sahibini cimrilik kirinden temizler. Kişinin cimrilikten temizlenmesi, malından harcamasına göre değişir. Allah için sarf ettiği malın ve bu sebeple içinde duyduğu ferahlık ve sevincin derecesine göre cimrilikten kurtulabilir. 
3- Verilen nimetlere şükretmektir. Allahü teâlânın, kullarının bedenlerinde ve mallarında olmak üzere iki nimeti vardır. Bedenî ibâdetler, beden nimetinin şükrünü, mâlî ibâdetler ise, mal nimetinin şükrünü yapmak içindir…

Comments are closed.