Ne olur, hakkımı alın ondan

Kâbe yanına gitti ve müşriklere yalvarıp “Ne olur, hakkımı ondan alın” dedi.
Fakat aldırmadılar.
Hatta alaya aldılar.
Ve ona, Efendimizin evini gösterip “Şu eve git, senin işini o hâlleder” dediler. Bir yandan da sinsi sinsi gülüyorlardı…
Garip, gidip çaldı kapıyı.
Efendimiz açınca;
“Ben, Ebu Cehil diye birine deve sattım… Ancak paramı vermiyor… Bana yardım eder misiniz?” dedi.
Efendimiz “Olur” buyurdu.
Ve birlikte gidip kapıyı çaldılar.
Ebu Cehil Resulullah’ı görünce korkudan titreyerek “Buyur yâ Muhammed! Bana bir emrin mi var?” dedi.
“Evet var” buyurdu.
“Emret, yapayım.”
“Ver şu garibin parasını!”
“Derhâl yâ Muhammed!” dedi ve getirip verdi parayı.
Adam, teşekkür etti Efendimize… Sonra Kâbe yanına gidip müşriklere de teşekkür etti. Hemen sordular:
“Aldın mı paranı?”
“Evet aldım” dedi.
Ebu Cehil gelince ona da sordular:
“Yâ Eba Cehil, parayı verdin mi?”
“Evet verdim” dedi.
“Niçin verdin?” deyince;
“Muhammed’in yanında çok korkunç bir canavar vardı… Vermeseydim beni parçalayacaktı!” dedi.

Comments are closed.