Ölmek, yok olmak değildir!..

Muhammed bin Dervîş el-Hût hazretleri Osmanlı âlimlerindendir. 1209’da (m. 1794) Beyrut’ta doğdu. İlk tahsilinden sonra Şam’a gitti ve büyük âlim İbn-i Âbidîn hazretlerine talebe oldu. Ondan fıkıh ve Nakşibendî-Hâlidî yolu icazeti aldıktan sonra Beyrut’a döndü ve talebe yetiştirdi. 1276’da (m. 1859) Beyrut’ta vefat etti. Bir dersinde şunları anlattı:
Ölümü hâtırlamak, en büyük nasihattir. Her îmân sâhibi kimsenin, ölümü çok hâtırlaması sünnettir. Ölümü çok hâtırlamak, emirlere sarılmaya ve günâhlardan sakınmaya sebep olur. Harâm işlemeye cesâreti azaltır. Sevgili Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki: (Lezzetleri yıkan, eğlencelere son veren ölümü, çok hâtırlayınız!). Din büyüklerinden bazısı her gün bir kere hâtırlamayı âdet edinmişti. Evliyânın büyüklerinden Muhammed Behâeddîn-i Buhâri “kuddise sirruh” her gün yirmi kere, kendini ölmüş, mezâra konmuş düşünürdü.
Uzun emel, çok yaşamayı istemektir. İbâdet yapmak, dîne hizmet etmek için çok yaşamayı istemek, uzun emel değildir. Uzun emel sâhipleri, ibâdetleri vaktinde yapamazlar. Tövbe etmeyi terk ederler. Kalbleri katı olur. Ölümü hâtırlamazlar. Vaaz ve nasîhatlerden ibret almazlar. Uzun emel sâhibi, hep dünya malına ve mevkiine kavuşmak için ömrünü harcar. Âhireti unutur. Yalnız zevk ve sefâsını düşünür. Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki:
(Ölmeden evvel ölünüz. Hesâba çekilmeden önce kendinizi hesâba çekiniz!)
(Ölümden sonra olacak şeyleri, sizin bildiğiniz gibi, hayvanlar da bilselerdi, yemek için semiz hayvan bulamazdınız.)
(Gece gündüz ölümü hâtırlayan kimse, kıyâmet günü şehîdler yanında olacaktır).

Ölmek, yok olmak değildir. Varlığı bozmayan bir iştir. Mevt, rûhun bedene olan bağlılığının sona ermesidir. Rûhun, bedenden ayrılmasıdır. Mevt, insanın bir hâlden başka bir hâle dönmesidir. Bir evden, bir eve göç etmektir. Ömer bin Abdül’azîz “rahmetullahi aleyh” buyurdu ki: (Sizler, ancak ebediyet, sonsuzluk için yaratıldınız! Lâkin bir evden, bir eve göç edersiniz!) Mevt, mümine hediyedir, nimettir. Günâhı olanlara musibettir. Fakîrlere rahat, zenginlere azaptır. Akıl, Allahü teâlânın hediyesidir. Cehâlet, doğru yoldan çıkmaya sebeptir. Zulüm, insanın çirkinliğidir. İbâdet, gözün nûru olan, sevinç ve neşedir. Allah korkusundan ağlamak, kalbin cilâsıdır.

Comments are closed.