Kâ’b bin Eşref adlı Yahudi bir şâir vardı.
Bu bedbaht adam, Bedir’de ölen Mekkeli müşrikler için “bir şiir” söylemişti.
Peygamberimiz Hassan bin Sabit’e bir şiir yazmasını emretti.
O da bu emri aldı.
“Başüstüne” dedi.
Ve bir şiir yazdı.
Bu şiir o derece tesirli oldu ki; Mekkeli müşriklerden hiçbiri o Yahudi şâiri evinde misafir etmeye cesaret gösteremedi…
Hazret-i Ömer’in halifeliği devrinde iyice yaşlanmıştı.
Gözleri görmez oldu.
Daha sonra vefat etti…
Resulullah Efendimiz;
“Muhakkak ki Allahü teâlâ Resulünü övmek ve müdafaa etmek hususunda Hassan’ı, ruh-ül-kudüs (Cebrail aleyhisselâm) ile takviye etmektedir” buyurmuştur.
? ? ?
Bu sahabiye sordular:
“En iyi nasihatçi nedir?”
Cevabında;
“Ölümdür. Zira ölümü düşünen, kötülük yapamaz. Çünkü öldüğünde her yaptığından hesaba çekileceğini bilir. Cehennemi düşününce günah işlemeye güç bulamaz” buyurdu.
Bir gün de;
“Teheccüd ne demektir?” diye sordular bu büyük sahabiye.
Cevabında;
“Teheccüd, uykuyu terk etmektir. Peygamberimiz muhârebelerde bile teheccüd kılardı” buyurdu.