On iki yerinden yara almıştı!..

On iki yerinden yara almıştı!..


Hazret-i Ümmü Ümare, diğer adıyla Nesîbe Hâtun “radıyallahü anhâ” zamanında bir yalancı peygamber çıktı. “Müseyleme tül Kezzab” Hazret-i Ümmü Ümare’nin oğlu hazret-i Habib, o sahtekâra elçi olarak gönderildi. Müseyleme, hazret-i Habib’e, kendisinin Peygamberliğini kabul etmesini istedi. Hazret-i Habib; “Hayır!” dedi. Ve tasdik etmedi. Müseyleme kâfiri kızdı! Ve uzuvlarını kestirip, Bu sahabîyi  şehit etti! Hazret-i Ümmü Ümare çok üzüldü ve Müseyleme’nin ölümünü kendisine göstermesi için, Allahü teâlâya dua etti, yalvardı. Yaşı altmışın üzerinde olmasına rağmen, oğlu Abdullah’la beraber Yemame Savaşı’na iştirak etti. Arslan gibi savaştı. Savaş şiddetlendi! Mücahitler dağıldı… Ama Nesibe Hatun bir adım bile gerilemedi. Kılıcını çekip, düşmana saldırdı. Birçoğunu yaraladı. Kendi de “on iki” yara aldı! Müseyleme’yi de yaraladı. Kâfir, atla kaçıyordu. Hazret-i Vahşi (radıyallahü anh) hazret-i Hamza’yı şehid ettiği mızrakla vurup, bu müşriki öldürdü. Ümmü Ümare de bu savaşta “bir kolunu” kaybetti. İslâm ordusunun kumandanı Hâlid bin Velid idi “radıyallahü anh”. Bu mübarek sahabî hâtun ile yakından ilgilenip, yaralarını sardırdı…

Comments are closed.