(Dünden devam)
Baban huzursuz olup: “Sen benim evimde büyüdün ve benim kızımı istiyorsun, Allahü teâlâdan reva değildir” dedi.
Ve onu evden uzaklaştırdı.
***
O bir gün, tenha bir yerde gezerken fırsat bulup seni yakaladı ve zorla tasarruf etti.
Sen ondan hamile oldun.
Lâkin kimseye demedin.
Herkesten sakladın.
Düşürmek istedin.
Bir yol bulamadın.
Bu sırrı bir Allah, bir de annen biliyordu.
***
Müddet tamam olup dokuz ay geçince, bir gece gizlice bir oğlan doğurdun.
Annenle konuşup bir bez parçasına sarıp o bebeği bir yüksek yere koydunuz.
Birkaç adım gittiniz.
İrice bir köpek geldi.
O bebeği kokladı.
Annen bu köpeği görünce, ona doğru bir taş alıp attı. Allahü teâlânın hikmeti o taş, çocuğun alnına geldi.
Siz ikiniz “Eyvah, kendi elimizle çocuğumuzu öldürdük” deyip yanına gidince, ölmediğini gördünüz.
***
Çocuğun alnında büyük yara vardı.
Bir bez buldunuz.
Yarayı bağladınız.
Ve o biçare çocuğu orada bırakıp evinize gittiniz.
***
Bunu, Allah’tan başka kimse bilmiyordu.
Siz oradan ayrılınca, orada bir kervan konakladı.
O bebeği gördüler.
Ve yanına geldiler.
Gördüler ki ağlıyor. (Devamı yarın)