Pîr Esad Sultan

Pîr Esad Sultan hazretleri, Konya velîlerindendir. Selçuklular devrinde yaşamış, Sultan Dördüncü Kılıçaslan zamanında vefât etmiştir. Türbe ve zâviyesi Konya Abacı Seyyid Mahallesindedir.
Bu mübarek zat, vefatından kısa bir zaman önce buyurdu ki:
Dertlerin, belâların gelmesine sebep, günâh işlemektir. Fakat, belâlar, sıkıntılar, günâhların afv edilmesine sebep olur. O hâlde, dostlara, belâları, sıkıntıları çok vermek lâzımdır ki, günâhları kalmasın. Dostların günâhını, düşmanların günâhları gibi sanmamalıdır. (İyilerin, iyilik etmek olarak bildikleri şeyleri, dostlar, günâh işlemek bilirler) buyuruldu. Bunlardan günâh ve kusûr sâdır olsa da, başkalarının günâhları gibi değildir. Yanılmak ve unutmak gibidir. Niyyet ederek, karâr vererek yapılmış değildir. Tâhâ sûresi, yüzonbeşinci âyetinde meâlen, (Âdem’e önce söyledik. Fakat unuttu. Azm ile, karâr ile yapmadı) buyuruldu. Bu âyet-i kerîme Âdem “alâ nebiyyinâ ve aleyhisselâm” içindir. O hâlde, dostlara gelen dertlerin, belâların, musîbetlerin çok olması, günâhların çok afv edildiğini gösterir. Günâhların çok olduğunu göstermez. Dostlarına çok belâ vererek, günâhlarını afv eder, temizler. Böylece bunları, âhıret sıkıntılarından korur…
Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” ölüm hâlinde, şiddet ve sıkıntıda iken, Fâtıma “radıyallahü anhâ”, babasını çok sevdiği ve çok acıdığı için ve Peygamber efendimiz, (Fâtıma, benden bir parçadır) buyurmuş olduğu için, o da sıkılıyor, kıvranıyordu. Kızının bu hâlini görünce, onu tesellî etmek için, (Babanın çekeceği sıkıntı, ancak bu kadardır. Başka hiçbir sıkıntı görmez!) buyurdu…

DERT VE BELÂ DOSTLARA!..
Cehennemdeki çok şiddetli azâbların, birkaç günlük sıkıntı ile giderilmesi ve günâhların temizlenmesi için dünyâda sebepler gönderilmesi ne büyük ni’mettir. Dostlara bu mu’âmele yapılırken, başkalarının günâhlarının hesâbını âhırete bırakıyorlar. O hâlde dostlara, dünyâda çok dert ve belâ vermesi lâzımdır. Başkaları, bu ihsâna lâyık değildir. Çünkü, büyük günâh işlerler, yalvarmaz, boyun bükmez, ağlamaz ve Ona sığınmazlar. Günâhları sıkılmadan işlerler ve kasd ile, plânlayarak işlerler. Hattâ inat edercesine işlerler. Hattâ, Allahü teâlânın âyetleri ile alay edecek, inanmayacak kadar ileri giderler…

Comments are closed.