SOĞUK ALGINLIĞI DEĞiL, ALERJi…
Soğuk algınlığı genellikle 3-5 gün gibi kısa sürede geçerken alerjik bulgular ise aylarca devam eder.
Yaşım 37, boyum 1.80, kilom 75. Özel bir üniversitede öğretim görevlisiyim. Çocukluğumdan beri özellikle ilkbahar aylarında ortaya çıkan burun akıntı ve kaşıntısı, sabahları hapşırma, gözlerimde yaşarma, kızarma ve kaşıntı olmakta. Çeşitli ilaçlar kullanmakla şikayetlerim azalıyor ama bıraktığımda sıkıntılarım devam ediyor. Bu konuda daha köklü çözümler yok mu? Artık ilaca bağımlı olmak istemiyorum, neler tavsiye edersiniz? > Canan Cengiz
Saygıdeğer okuyucularımız sizlere bu hafta, çok kıymetli bir üniversite hocamızın şikayeti sebebiyle birçok kişinin ortak derdi olan, içinde bulunduğumuz bahar mevsimi dolayısıyla gerek ailemizden ve gerekse de yakın çevremizden birçoğumuzu etkisi altına alan, bazılarımıza da adeta azap dolu sıkıntılı günler yaşatan bahar alerjisinden bahsetmek istiyorum.
BU MEVSİM ONLARA KÂBUS
Güneşin ve sıcakların kendini hissettirdiği, tabiatın yeniden canlanarak çevremizin yeşil bir örtüye bürünmeye başladığı bahar günlerinde, insan vücudu da bu yeniliğe ayak uydurarak canlanmaya başlar. Bizleri cıvıl cıvıl yerinde duramaz hale getiren bu güzel mevsim, polen alerjisi hastaları için ise tam bir kâbusa dönüşür. Baharla birlikte hapşırık, burun-göz akıntı ve kaşıntıları gibi alerji şikâyetleri artar.
ALERJİ BÖYLE GELİYOR
Baharla çimen, ot, çiçek ve ağaçların çiçek açmaları ile birlikte polenler soluduğumuz havaya yayılırlar. Nefes yoluyla ağız, burun ve ciğerlerimize, göz zarlarımıza yapışırlar. Rüzgârlı havalarda, polenler havaya daha çok dağılır. Bazı süs bitkilerinin çiçeklerinin polenleri ise ağır olduğu için hava yolu ile dağılamayıp arı ve böceklerle çevreye yayılırlar. Bahar alerjileri içinde en sık ve tipik olanı alerjik rinit (alerjik nezle veya saman nezlesi) olarak bilinmektedir.
Havadaki polenlerin nefes yoluyla vücuda girmesi sonucu bazı meyilli kişilerin bağışıklık sistemi zararlı olmayan bu maddeleri adeta bir düşman gibi görüp hafızasına kaydettiğinden bu madde ile tekrar karşılaşıldığında histamin adlı bir salgı üreterek etkilediği hücrelere karşı saldırıya geçerek alerjik hastalık tablolarına yol açarlar.
POLENDEN KAÇIŞ ‘NA MÜMKÜN’
Alerjiden şikayet edenlerin hangi tür polene karşı alerjik oldukları tetkiklerde belirlenir. Alerjisi olan kişi, hassas olduğu bitkinin polen yaydığı mevsimde o bitkinin bulunduğu bölgeden uzak kalmalıdır. Çevre kirliliğinin artmasından dolayı günümüz şehir hayatında, alerjik hastalıkların görülme oranı artmıştır. Alerjik rinite karşı tedbir alınmadığı takdirde ileri vakalarda yorgunluk, iştahsızlık, sinirlilik, baş ağrısı, sinüzit, orta kulak iltihabı, ağız ve ağız yapısında bozukluk, bronşit ve astım gibi hastalıklara dönüşebilir.
Sizin alerjiniz HANGiSi?
Yıl boyu olan mı mevsimsel mi?
Mevsimsel alerjik rinit olan kişilerin şikayetleri, ilkbahar ve sonbahar aylarında ortaya çıkar. En sık sebep alerjenler ise; çim ve ağaç polenleri ile yabani ot polenleridir. Yıl boyu alerjik rinit şikayeti olanlarda ise; ev tozu akarı, küf mantarları ve hayvan tüyleri en sık rastlanılan alerjenlerdir. Türkiye’de en sık rastlanılan alerjen çim polenleridir. Ev tozu akarı, evcil hayvanlar, gıdalar, bazı kimyasal maddeler gibi bazı alerjenler her zaman var olan belirtiler, sıklıkla kış aylarında evler kapalıyken artar. Hem ev içi bitkileri, mutfak, tuvaletler ve banyolarda, hem de ev dışında bulunan küf mantarları da, polenler gibi alerjik reaksiyonlara yol açarlar. Gül gibi renkli veya kokulu çiçekler, nadiren alerjiye sebep olurlar.
TEŞHiS
SiNÜZiTLE karıştırmayın
Alerjik rinit sıklıkla çocuk ve genç erişkinlerin hastalığı olup ayrıntılı bir kulak, burun ve boğaz muayenesi yapılmalıdır. Hastanın sorgulaması ve muayene bulguları alerjiyi düşündürüyorsa, alerji testleri uygulanmalıdır. Alerji testleri, deri testleri ya da kanda alerjenlerin incelenmesiyle yapılabilir. Özellikle alerji tedavisine cevap vermeyen kişilerde burun muayenesi detaylı olarak yapılmalıdır. Çocuklarda geniz eti, erişkin hastalarda kıkırdak eğriliği, burun polipleri ve sinüzit olup olmadığı araştırılmalı, eşlik edebilecek orta kulak iltihabı olup olmadığına bakılmalı. Alerjik rinit sıklıkla sinüzitle karıştırılabilir. Bazı hastalar teşhis sebebiyle yıllarca antibiyotik kullanabilirler. Yoğun tedaviye rağmen şikayetleri düzelmeyen hastalarda sinüzit olup olmadığı araştırılmalıdır. Tekrarlayan sinüziti olan kişilerde, alerjik rinit olup olmadığının araştırılmasında da fayda vardır.
HANGİ HASTALIKLARA YOL AÇAR?
Alerjik rinit genellikle ömür boyu devam eden ileri yaşlarda şiddeti azalabilen bir hastalıktır. En çok polenlerin uçuştuğu bahar aylarında ortaya çıkan tipine mevsimsel alerjik rinit (bahar nezlesi) denir. Ağır bir hastalık olmamasına rağmen kişiyi son derece rahatsız ederek uykusunu, yemek yeme ve hayat tarzını olumsuz etkiler; okul ve işgücü kaybına yol açar.
‘ALERJİK RİNİT’İN BELİRTİLERİ
Hastaların yarısında yılda 4 aydan fazla alerjik rinit belirtileri olup günlük hayat kalitesini bozar.
> Hapşırma nöbetleri
> Burun tıkanıklığı
> Burunda akıntı, kızarıklık
> Gözlerde kaşıntı, sulanma, kızarıklık
> Burunda, dudakta, damakta ve boğazda kaşıntı
> Öksürük
> Baş ağrısı
> Göz altlarında morluk
HAFTAYA: NASIL KORUNMALIYIZ?
OKUYUCULARIMIZA CEVAPLAR
Eklemleriniz ağrıyorsa kilo vererek hafifleyin
> Hasan Kocabey
> Yaşım 45, boyum 175, kilom 75. Ayakta durunca, çökünce, eğilince belim ağrıyor. 25 yıl önce sol ayağım burkulmuş, 60 günde iyi olmuştu. Ayağım 4 cm kısa ve eğri, devamlı hareket edince ağrıyor. Nasıl tedavi olurum?
CEVAP: Hasan Bey, bacaklarınızdan birinin kısa olması, vücudunuzun statik dengesini etkilediğinden kısa olan tarafın özellikle kalça eklemine binen yük oldukça artar. Bu durum da, kısa olan tarafın eklemlerinde dejenerasyona (eklem yüzeyinin bozulup kireçlenmesi) yol açarak her geçen gün eklem bütünlüğünü bozar. Eklem bütünlüğü bozulunca da önce ağrı, ardından da hareket kısıtlılığı başlar. Eğer kişi, eklemler üzerine binen ağırlığı, yükü azaltmaz yani kilo vermek için gerekli perhiz ve tedbirleri almazsa; olumsuz süreç devam ederek şikayetler daha da artar. Size tavsiyem; en az 5 kg vererek eklemlerinizin son durumunu belirlemek ve buna göre yapılacak tıbbi-cerrahi tedaviler konusunda yönlendirmeler için en kısa zamanda bir ortopedi uzmanı meslektaşımıza müracaat etmenizdir.
Bitkilere alerjim var. Evcil hayvan beslesem bana zararı olur mu?
> Necla Karahalil
> Ihlamur, bal ve çimene alerjim var, fakat evcil hayvan beslemek istiyorum köpeğe ya da kediye alerjim yok. Evime hayvan aldığımda alerjimi etkiler mi, yoksa evimde beslemekten tamamen uzak mı durmalıyım?
CEVAP: Kıymetli okuyucum, bu haftaki konumuz olan Bahar Alerjisine tevafuk şekilde sizde de bulunan alerjik durum; çeşitli maddelere karşı alerjisi olduğu bilinen kişilerde, kedi, köpek, güvercin ve kafes kuşları gibi evcil hayvanların kıl ve tüylerine karşı da hassasiyet olabileceği gibi benzer etkenlere karşı daha sonra alerjik zemin gelişerek ürtiker, alerjik nezle, astım gibi reaksiyonlar görülebilir. Kedi, köpek ve güvercin, kafes kuşları gibi evcil hayvanlar alerjik reaksiyonların yanında paraziter, bakteriyel ve viral birçok hastalığa da taşıyıcılık yaptıklarından evlerde beslenmesi hijyen açısından hiç de uygun değildir. Ancak bahçeli evleri olanlar, evin içerisine almamak kaydıyla bu tür hayvanları genel sağlık ve temizlik kurallarına dikkat ederek besleyebilirler. Fakat alerjisi ve solunum yolu hastalıkları bulunan kimselerin bu tür evcil hayvanlardan her ortam ve şartta uzak durmaları elzemdir. Aksi takdirde yapılacak tüm tıbbi tedavilere rağmen tam iyileşmeleri mümkün olmadığı gibi mevcut hastalığın ilerlemesine ve kalıcı hale gelmesine sebep olurlar.