Augost Comte modern toplumda dinin yerini bilim alacağını savunmuş hatta pozitivizm kiliselerinin kurulmasını tavsiye etmiştir. Az da olsa Avrupa’da bilhassa Güney Amerika’da ve özellikle Brezilya’da bu kiliseler tabela kilisesi olarak vardır. Ancak halkın ilgisi yoktur. Yahudi sermayesi ile varlıklarını devam ettirmektedirler. Geşmişte Brezilya başta olmak üzere Arjantin ve diğer Güney Amerika ülkelerinde okullarda ve münhasıran askeri okullarda pozitivizm eğitimin temel taşıdır. Bu eğitimde yetişen subaylar rütbe ve makam sahibi olunca askeri darbeler birbirini takip etti. Türkiye’de de pozitivizm CHP iktidarında olmazsa olmazlardan idi. İlmin gelişmesiyle Allahü teala’nın kudret ve azameti karşısında pozitivizm çökmeye ve erimeye başladı. En koyu ateist ve pozitivizmi benimsemiş bilim adamları “Büyük Patlama” ile uzayın ve içindekilerin yaratılışı karşısında; büyük patlamadan önce zaman, mekan ve madde yoktu. Bu patlamanın dışında (zamanın ve mekanın dışında) güçlü bir varlığın bu patlamayı başlatması (yaratması) gerekir dediler. Pozitivizm ateist görüşün, ahlaksızlığın itici gücü oldu. Yardımlaşma ve dayanışma şuurunu yok etti. Çok az sayıda azınlık zenginleşirken büyük çoğunluk fakirleşti. Dünyada bireysel servet 241 trilyon dolardır. Dünya genelinde bu varlıkların yüzde 46’sı dünya nüfusunun yüzde 1’ine aittir. Yüzde 54 ise yüzde 99’a aittir. (İsviçreli Credit Suisse raporu- 2013) Ve yüzde 1 servetin de yüzde 60’ı çoğu Siyonist ve mason olan 3000 Yahudi ailenin elindedir. Bu güç, sahip oldukları servet ile medya gücünü kullanarak İslamiyete sistemli bir şekilde saldırı düzenlemektedir. İslami uyanışı önlenmesi gereken bir tehdit olarak görmektedirler. Çünkü Müslümanlar uyanırsa bu mutlu azınlığın serveti azalır, İslam ülkelerindeki sömürü çarkları kırılır. İslamiyet zirvedir. Ondan üstünü ve ondan şereflisini arayan gafildir. Zirveden sonra atılan her adım uçurumdur. Şu anda Batı medeniyeti komada hatta bitkisel hayattadır. Fransız bilim adamı Roger Graudy’e göre ise ölüm sekeratındadır. Batı ve onu taklid edenler uçuruma yuvarlanmaya mahkumdur.
Milletleri ayakta tutan para, silah ya da ekonomik güç değildir. Milli ve manevi değerlerdir. Ahlaksız dejenere milletler, yok olmaya mahkumdur. İçerden çürüyen kof ağaca benzerler. En ufak bir sarsıntı ile yıkılırlar. Dünya Sağlık Örgütünün 10. Dünya Psikiyatri Kongresine sunulan rapora göre: İnanç zayıflığı sebebiyle dünyada 100 milyon kişi alkolik ve 15 milyon kişi ise uyuşturucu sebebiyle ölüm eşiğindedir. Batı ülkelerinde evlilik dışı doğum son 30 yılda 7 misli artmıştır. Bu konuda rekor İzlanda’dadır. İsveç, Norveç, Danimarka ve Fransa daha sonra gelmektedir. Fransa’da 3 çocuktan biri evlilik dışıdır. Fransa’da 4 dakikada bir intihar teşebbüsü, 40 dakikada bir intihar neticesi ölüm olmaktadır. Avrupa Birliği Parlamentosunun 2013 raporuna göre: Avrupa Birliği içinde 880 bin kişi rızası olmadan tehdit yoluyla ve her şekilde, sömürülerek çalıştırılıyor. AB’de uluslararası organize suç örgütü sayısı 3600’dır. Sadece insan ticaretinden 35 milyar Euro, internet üzerinden işlenen suçlardan 290 milyar Euro, organ ve vahşi hayvan ticaretinden 18- 26 milyar Euro yasadışı gelir vardır.
ABD’de 4 evlilikten biri boşanma ile neticeleniyor. 28 milyon çocuk parçalanmış aile ortamında büyüyor. Son 10 evlilik dışı çocuk sayısı yüzde 82 artmıştır. Batı’nın dejenere değerleriyle çökeriz. Türk- İslam medeniyetinin güzide değerleri ile yükseliriz. Olay bundan ibarettir…