Değerli okuyucularımız, onbir ayın sultanı hürmetine oruç yazılarımıza devam ediyoruz… Sahura kalkılmadan oruç tutulması son derece yanlış bir alışkanlıktır. Bu şekilde oruç tutulursa ortalama 16 saat olan aç kalma süresi 20’i saati aşacağından vücudun metabolik hızı düşer, halsizlik, baş ağrısı, yorgunluk ve dikkatte azalmalar görülür. Ayrıca alınan her besin vücutta yağ olarak depolanır. Yine sindirim problemi yaşamamak için sahurdan sonra hemen yatmamak gerekir.
SAHURDA NE YİYELİM?
Sahurda yağlı ve ağır besinler yerine süt, peynir, zeytin, tam buğday ekmeği, mercimek çorbası, domates, salatalık, biber, 1 tatlı kaşığı bal gibi kahvaltılık gıdalar, meyve gibi besinlerden oluşan hafif bir öğün en doğrusudur. Yumurta da tokluk hissi verir. Yine bol sıvı alınmalıdır. İftar ile sahur arasında 2 litre (10 su bardağı) su içmek uygun olur. Tuzlu ve salamura besinler, susamaya yol açacağından yenilmemelidir. Bunun yerine ayran ve yoğurt gibi süt ürünleri mideyi rahatlatır ve susamayı geciktirir.
İFTARDA NE YİYELİM?
Birden, fazla miktarda yemek yemek boş olan mideye yüklenilmesine sebep olduğundan sindirim zorlaşır, midede ağırlık, ekşime, yanma, bulantı, bağırsaklarda kabızlık, şişkinlik ve uyku basması gibi şikayetler ortaya çıkar. Bu sebeple iftarda hurma, peynir, domates, zeytin, tam buğday ekmeği gibi kahvaltılıklar veya çorba, zeytin yağlı sebze yemeği gibi hafif yemeklerle başlanmalı, yavaş sindirime zaman tanıyarak 15-20 dakika sonra az yağlı veya ızgara türünden et yemeği, zeytinyağlı kuru baklagil ve sebze yemekleri, bol yeşil salata, ayran, cacık gibi gıdalarla devam edilmelidir. 2 taneden fazla hurma yendiğinde kan şekerini hızla yükseltir. Yemekle beraber ve yemekten sonra mutlaka bol su içilmelidir. Tatlılardan sadece tadımlık alalım. İftardan hemen sonra sigara içmek, ani nikotin yüklemesine yol açıp kalp krizi ve felci tetikler.
İFTARDAN SAHURA NE YİYELİM?
Çay ve kahve, yemekten en az yarım saat sonra içilmelidir. İlla da tatlı yenmek isteniyorsa hamurlu, şerbetli ağır tatlılar yerine sütlü tatlılar yenebilir. Ara öğün olarak en iyi seçenek ise meyvedir. Çay veya kahve yanında kek, kurabiye türü yağlı gıdalar yerine kepekli 2-3 adet bisküvi yenebilir. Kuruyemiş olarak da 4-5 fındık, badem ve 3-4 ceviz yeterlidir.
HIZLI?YİYEN?KİLO?ALIR!
İftar ve sahurlarda yapılan en büyük hataların başında çok hızlı bir şekilde ve çok yüksek miktarda yemek alınmasıdır. İftardan tıka basa doymadan kalkılmalı, beslenme zamana yayılmalıdır. Normal şartlar altında beynimizdeki hipotalamusun doyma merkezi iştahı kesme emrini 15-20 dakikada verir. Çok hızlı yemek yendiğinde ise bu müddet içerisinde fazla miktarda, kalorisi yüksek gıdalar yenebilir, böylece ramazanda çoğu kişi kilo almış olur. Bundan dolayı mutlaka her yudumdan sonra çatal, kaşık ve bıçağı bırakıp bu süre doldurularak iştah azaltılmış olur.
RAMAZANDA YAPILAN BESLENME HATALARI
> Sahura kalkmadan gece yiyerek yatmak
> Hızlı ve aşırı beslenmek
> Sahurda posasız ve fazla miktarda yağlı, ağır besinler tüketmek
> İftarda çok miktarda ve çeşitte yemekler tüketmek
> Yeteri kadar sıvı almamak
> Fiziki aktivite azlığı
ŞEKER, TANSİYON, KALP VE KOLESTEROLÜ OLANLAR DİKKAT!
İftarda çok yemek hasta eder
İftar yemeğinde yağlı, hamur işi, kızartma türü yiyecekler yenmemelidir. Ağır yiyeceklerin yenmesi, iftarda kalp spazmlarına, tansiyon ve kan şekerinin yükselmesine zemin hazırlayabilir. Yine hızlı bir şekilde yemekleri yiyip masadan kalkmak, bütün gün boş kalan midenin tıka basa dolmasıyla hazımsızlık şikayetleri ortaya çıkar. Özellikle kalp, tansiyon, kolesterol ve şeker hastaları için ideal olan oruç açma şekli şöyle olmalıdır: Hurma ve yarım bardak su ile
iftara başlanmalı, ardından da hafif bir çorba ve salata ile devam edilmeli ve mümkünse biraz ara verilmeli (akşam namazı gibi). Daha sonra ana yemek tam buğday ekmeği ile ve yarım kase yoğurtla yenmeli. Ana yemekten 1-2 saat sonra da meyve ya da ayva, kabak ve süt tatlılarını abartmadan 2-3 çatal veya 1 kaşık tadımlık alınabilir. Şeker tatlıları hiç almamalı. Aynı şekilde bu müzmim hastalığı olanlar sahurda da hafif yiyecekler tüketerek bol bol su içmeliler.
Çocukları yavaş yavaş oruca alıştırın…
Sevgili ebeveynler, dinimizin emrettiği gibi büluğ çağına ermiş ortalama 12 yaşını geçmiş her çocuk tıbben de oruç tutabilir. Ancak burada dikkat edilmesi gereken durum; çocuğun bu yaşa gelmeden de oruca alıştırılmasıdır. Bizim de küçükken yaşadığımız gibi “öğlene kadar tutmak” şeklinde çocuklar daha 6 yaşındayken oruca alıştırılmalı. Çocukların oruç tutmasının gelişim açısından sakıncalı olabileceği iddia edilse de pratikte hiç de öyle değildir. Anne ve babası hekim olan kuzenlerim 6 yaşından beri oruç tutuyor. Bu da gösteriyor ki; yüce Allah her amelde kolaylıklar ihsan etmekte ve Kur’an-ı Kerim’in vaadiyle tıbben altından kalkamayacağımız hiçbir mükellefiyet bize yüklenmemiştir.
OKUYUCULARIMIZA?CEVAPLAR
Halı saha maçı yapmak riskli mi?
> Haşim Kaşlı
Haftada bir halı saha maçı yapıyorum. Müsabakadan sonra kaval kemiğimde ağrı oluyor. Bu durum neden kaynaklanabilir, ne yapmamı tavsiye edersiniz?
CEVAP: Haşim Bey, günümüzde son 20 yıldır âdeta moda haline gelmiş olan halı sahalar, birçok kemik ve adale rahatsızlıklarına zemin hazırlamaktadır. Öncelikle haftalık spor ve egzersizlerinizi deniz ve ırmak kenarları veya ormanlık alanlardaki yeşili bol ortamlarda tempolu yürüyüşler ve yüzme dışında başka şekilde yapmamanızı tavsiye etmem. Ham ve idmansız kişilerin ısınma ve alıştırma hareketleri yapmadan birden halı saha gibi ani ve zorlayıcı egzersize başlaması; adale ve fibröz bağ dokularını zorlayıp kemiklerimizi de büyük yük altında bıraktığından risklidir. Sizde de büyük ihtimalle adale zorlaması ve kısmi lif yırtılması olabilir. Öncelikle halı sahada futbol oynamayı bırakın, tempolu yürüyüşler yapın, ona rağmen geçmezse bir ortopedi uzmanı meslektaşımıza müracaat edip muayenenizi olun, gerekirse de röntgen filmi ve MR ile kesin teşhis konarak tedaviniz yapılır.
Alerji ve sinüzitle nasıl baş edilir?
> Selma Yenidoğan
Kronik sinüzit ve alerjik rinit hastasıyım. Sürekli antibiyotik kullanıyorum, deviasyon ameliyatı oldum fayda etmedi. Son çare “bir fincan suya bir damla acı kavun” şeklindeki karışımı denemeyi düşünüyorum. Sizce ne yapmam gerekir?
CEVAP: Selma Hanım, alerjik riniti tetikleyici faktörlerden uzak kalamayınca şikayetlerin ortaya çıkışı kaçınılmazdır. Alerjik rinitin zemin hazırlayıp yol açtığı hastalık gruplarının başında da kronik sinüzit gelir. Sinüzitin ortaya çıkabilmesi için de ya burun kemiği eğriliği, ya da burun içindeki konka dediğimiz kıkırdakların büyük olup burun içi salgılarının boşalmasını ve rahat alımını engellemesi gerekir. Bunların bir araya gelmesi ve üzerine bakterilerin de eklenmesi sonucu gelişen sinüzit önce ilaçla düzeltilmeli, ardından da alerji, konka hipertrofisi denen burun içi etlerinin küçültülmesi, burun kemiği eğriliği gibi kolaylaştırıcı faktörlerin düzeltilmesi gerekir. Bunlar düzeltilmeden sadece antibiyotiklerle yapılacak sinüzit tedavisinde sürekli nüksler olur. Alerjiyi ortadan kaldırabilmek için özellikle tozlu ortam ve tozu barındıran yünlü halı gibi eşyaların yaşanılan mekanlarda bulundurulmaması, deterjan, deodorant ve spreylerden uzak durulması gerekir.