(Dünden devam)
O Server bu müjdeyi aldı.
Secde-i şükre vardı.
Sonra kalkıp “Ey kardeşim Cebrail! Nikâhın nasıl yapıldığını merak ediyorum. Bana aynen anlat” buyurdu.
Hazret-i Cibril şöyle anlattı:
***
Hak teâlâ emreyledi.
Cennetin kapıları açıldı.
Ve zinetlerle süslendi.
Cehennemin kapıları kapandı. Yedi kat yerde ve yedi kat gökte olan bütün melekler, Arş-ı âlâ altında, Tûbâ ağacının gölgesinde toplandılar.
***
Hak teâlâ yine emretti.
Tatlı bir rüzgâr esti.
Gönüller ferahladı.
Bu rüzgârın, cennet ağaçlarının yapraklarını birbirine dokundurarak çıkardığı tatlı sesler, dinleyenlerin aklını durdurdu.
Cennet kuşları da nağmeye başladılar.
***
Neşeye gark olduk.
Cemal-i ilahî ile şereflendik.
Hak teâlâ hazretleri “Yâ Cebrail! Sen Arslanım Ali’nin vekili ol. Ben de Fatıma’nın vekili olayım. Ey melekler! Siz de şahit olun. Fatıma’yı, Ali’ye zevceliğe/hanımlığa verdim. Yâ Cebrail! Sen de vekâletin hasebiyle kabul et” buyurdu.
***
Resulullah Efendimiz bunu duyunca bir daha şükür secdesi etti. Sonra kalkıp Eshab-ı Kiram’a emretti.
Cümle Eshab geldi
Mescitte toplandılar.
Efendimiz, Cebrail aleyhisselama “Kızım, benim hatırımı kırmaz. Bu cennet elbiselerini dünyada giymeye değmez. Bunları cennete geri götür” buyurdu. (Devamı yarın)