Seninle görüşmek istiyorum

Günler çabuk geçmiş, genç kadın işine uyum sağlamıştı. Hatta ilk maaşını aldığında sevinerek evinin yolunu tutmuştu. İşinden memnundu, patronları inançlı düzgün insanlardı. Sekreter kızla abla kardeş gibi yakınlaşmışlardı. Onlar da, pişirdiği yemeklerden çok memnunlardı. Sık sık teşekkür ederek memnuniyetlerini dile getiriyorlardı. Büyük patron Mehmet Bey, sert görüntüsüne rağmen babacan bir insandı. İnşaatında çalışan işçilerle sık sık birlikte yemek yiyorlardı. İlk başlarda 8 kişilik yemek yapılıyorken gittikçe artmaya başlamıştı öyle ki bazen yirmi kişilik yemek yapıldığı oluyordu. Sekreter kızın yardımı oluyordu ama yine de çok yoruluyordu. Kadıncağız şikâyetçi miydi? Hayır, her şeye rağmen memnundu. Çocuklarının ihtiyacını karşılamanın verdiği bir güçle hiç dert etmeden denilen her şeyi yapıyordu…
İşe başlamanın üzerinden  8 ay geçmişti… Son zamanlarda bir şeyler ters gidiyordu sanki. Mehmet beyin damadıyla arası çok iyi değildi, bu ilk zamanlarda da genç kadının dikkatinden kaçmamıştı. Ama kendisini ilgilendiren bir durum değildi.  Bazen bir araya geldiklerinde yüksek sesle tartışmalarına şahit olsa da mutfağına girip kapısını kapatıyordu. Sekreter kız bu konuda konuşmak istediğinde onu susturup “Melek’çim, biz işimize bakalım, onların sorunları bizi ilgilendirmez diye geçiştiriyordu.
Öğrendiği bir şey vardı ki, şirketin batma tehlikesiyle karşı karşıya oluşuydu. Buna inanmak istememiş düzelmesi için dua etmişti. Genç patronlar yaşadıkları lüks hayatın sarhoşluğuyla pek bir şeye karışmıyorlardı.
Damat patron, abdestli namazlı, çok beyefendi birisiydi. Sessizce gelir işleriyle uğraşır, yemeğini yer yine sessizce giderdi. Genç kadına “Ablam” diye hitap eder, yemeklerin lezzetini takdir ederdi.
Mehmet Bey, o sabah büroya gelip kendisiyle görüşmek istediğini, odasına gelmesini söylediğinde kadıncağız şaşırmış ve heyecanlanmış olarak kısık bir sesle “Peki ağabey” diyerek arkasından patronun odasına yönelmişti. Yaşlı adam geniş döner koltuğuna oturup ellerini masanın üzerinde birleştirerek genç kadına oturmasını işaret etmişti. Çekingen bir tavırla oturdu ve yaşlı adamı dikkatlice dinlemeye başladı. Adam tane tane konuşuyordu: “Nermin kızım biz senden çok memnunuz, büronun işleri karışık belki burayı kapatmak zorunda kalacağız ama seni bizim binaya taşıyalım, bizim dairelerden birine oturun. Sen bizim gelinlere ve benim hanıma yardımcı olursun, eşin de bahçedeki ağaçlarla ilgilenir ne dersin?”
Nermin Hanım şaşkın bakışlarını yere indirdi: “Ne diyebilirim ki efendim, benim işe ihtiyacım var biliyorsunuz.” Devamı yarın
Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi İhlas Medya Plaza  29 Ekim Caddesi,  34197  Yenibosna/İstanbul  Faks: (0212) 454 31 00

Comments are closed.