(Dünden devam)
Hak teâlâ, o anda ateşe “İbrahim’in üzerine serin ve selamet ol!” buyurdu.
Ateşin sıcaklığı gitti.
Bir anda soğudu.
Hatta güllük gülistanlık oldu!
Bülbüller, kumrular ötmeye başladı.
Ve tatlı bir pınar kaynadı.
***
Cennetten gömlek getirildi.
Ve kendisine giydirildi.
Kendi suretinde bir melek geldi.
Ona hizmet ederdi.
Mikâil aleyhisselam cennetten yemek getirirdi.
***
Nemrud da seyrediyordu.
Bütün bunları gördü.
Ve hayretler içinde kaldı.
Oradan kendisine “Ey İbrahim! Senin İlahının kudreti çokmuş… seni korudu, oradan çıkıp gelebilir misin?” diye seslendi.
***
İbrahim aleyhisselam “Evet çıkabilirim” buyurdu.
“Öyleyse çık gel” dedi.
Hazret-i İbrahim kalktı.
Ateşin içinden geçti.
Ve onun yanına geldi.
***
Nemrud sordu:
“Sana hizmet eden kimdi?”
İbrahim aleyhisselam “Melek idi, Rabbim onu bana arkadaşlık etmesi için gönderdi” buyurdu.
***
Nemrud bunu öğrenince “Ey İbrahim! Senin Rabbin için dört bin sığır kurban edeceğim” dedi.
Hazret-i İbrahim:
“Sen Ona iman etmedikçe kurbanlarını kabul etmez” buyurdu. (Devamı yarın)