Şeyh Süleyman hazretleri Siirt evliyâsındandır. 669 (m. 1271)’de Tillo’da vefat eden Şeyh Hamza Kebir’in kardeşidir. Ağabeyinden birkaç sene sonra vefat etmiş olup, Siirt’in Ulus Mahallesindeki mezarlıkta medfundur. Bir sohbetinde buyurdu ki:
Çarşıda, işte Allahü teâlâyı zikir, tesbih etmeli, her an O’nu hatırlamalıdır. Dili ve kalbi boş kalmamalıdır. Gafiller arasındaki hatırlamanın sevabı çok olur. Resûlullah Efendimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki: (Gafiller arasında Allahü teâlâyı zikreden kimse, kurumuş ağaclar arasında bulunan yeşil fidan ve ölüler arasındaki canlı ve harpte kaçanlar arasında, arslan gibi döğüşenler gibidir). Bir kere buyurdu ki: (Çarşıya giderken, “Lâ ilâhe illallah, vahde hü lâ şerîke leh, le hül mülkü ve le hül hamdü, yuhyî ve yümît, ve hüve hayyün lâ yemût, bi yedi-hil-hayr, ve hüve alâ külli şey’in kadîr” diyen kimseye, iki milyon sevap yazılır.)
Cüneyd-i Bağdâdî “kuddise sirruh” buyurdu ki: (Pazarda çok kimse vardır ki, sofîler halkasında oturanlardan daha kıymetlidir.).
Hülasa, dine, ibadetine yardım niyeti ile dünyaya çalışanlara hep böyle sevap vardır. Yalnız para kazanıp, dünya malı toplamak için çalışanlar, sevaptan mahrum kalır. Hatta bunlar, camide, namazda iken de kalpleri dükkanın hesabındadır. Dünya işlerine çok düşkün olmamalıdır. Muaz bin Cebel “radıyallahü anh” buyuruyor ki: (Şeytan, pazarda, yalan, hile, hıyanet ve yemin ettirerek Müslümanları günaha sokmaya çalışır. Önce gidip, geç çıkanlara daha çok asılır). Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Tüccarın, esnafın en kötüsü, erken gidip, geç dönenlerdir.)
Sabah namazı kılmadan ve kitap okuyup birkaç şey öğrenmeden işe gitmemeyi âdet edinmelidir. İhtiyacı kadar dünyalık kazanınca, ahıreti kazanmakla meşgul olmalıdır. Çünki ahıret hayatı sonsuzdur, ona ihtiyaç daha çoktur ve ahıret ticaretinde iflas etmek üzeredir.
İmâm-ı a’zam Ebû Hanîfe’nin hocası Hammâd “rahmetullahi teâlâ aleyh”, ticaret yapardı. Başörtüsü satardı. Her gün iki dirhem kazanınca eşyayı toplar pazardan çıkardı… Büyüklerden bazısı dükkanına haftada iki gün giderdi. Bir kısmı da cumadan başka her gün gider, öğle namazında geri dönerdi. Bir kısmı nihayet ikindiye kadar alışveriş ederdi. Hepsi ihtiyacı kadar kazanınca camiye gider, ibadetle, ilim öğrenmekle akşamı yapardı…