Şihabüddin Ahmed hazretleri Mısır’da yetişen Şafiî fıkıh âlimlerindendir. 1586 yılında hac dönüşü Medine’de vefat etti. Bir dersinde şunları anlattı: Resûlullahın kabr-i şerîfini ziyâret sünnettir. Müslümanlar bu hususta icmâ etti. Aynı zamanda bu, teşvik edilen faziletli bir iştir. Hacceden kimseye lâyık olan, Medîne-i münevvereye uğramak, Resûlullahın mescidinde namaz kılmak, Resûlullahın Ravda-i mutahherasını, minberini, kabr-i şerîfini, oturdukları, mübârek ellerinin değdiği, mübârek ayaklarının bastığı yerleri, yaslandıkları direkleri, Cebrâil’in (aleyhisselam) vahiy getirdiği, Eshâb-ı Kirâmın ve müctehid âlimlerin gelip kaldıkları bu yerleri görmek sûretiyle bereketlenmek ve bunlardan ibret almaktır.
Hacı, Medîne-i münevvereye gittiği zaman, şehre girerken gusül abdesti alması müstehâbdır. Sonra Resûlullahın (sallallahü aleyhi ve sellem) mescidine gelir, girerken, “Bismillah veselâmü alâ Resûlullah vesselâmu aleynâ min Rabbinâ ve sallallahü ve melâiketühü alâ Muhammedin. Allahümmağfir li zünûbi vefteh li ebvâbe rahmetike ve cennetike vekfiznî mineşşeytânirracim” denir. Sağ ayağı ile girer ve kabr-i şerîfin yanına gelir. Yüzü kabr-i şerîfe, arkası kıbleye ve minber sol tarafına gelecek şekilde durur, şöyle dua eder: “Allahım! Sen kitabında Nebine meâlen; (Onlar nefslerine zulmettikten sonra gelirler. Allahü teâlâdan af dilerler. Resûlüm de, onlar için istiğfar ederse, Allahü teâlâyı elbette tövbeleri kabûl edici ve merhamet edici olarak bulurlar) buyurdun. [Nisâ-64] Şimdi senin Nebini ziyârete geldim. Senden af ve mağfiretini diliyorum. O hayatta iken O’na gelene mağfiretini vâcib kıldığın gibi, bana da af ve mağfiretini vâcib kılmanı, diliyorum… Allahım! Sana Habîbin ile teveccüh ediyorum.” Sonra Ravda-i mutahheraya girilir. Burası, kabr-i şerîf ile minber arasıdır. Kabr-i şerîfe gitmeden önce, burada iki rek’at namaz kılınır. Sonra kabr-i şerîfin yanında mütevâzı bir şekilde durulur. Resûlullaha salevât ve bilinen senalar yapılır. Sonra Kûba mescidine ve şehîd olan Eshâb-ı Kirâmın kabirlerine gidilir. Bu ihmâl edilmez…