Abdülhakim Arvasi hazretlerini çok seven İlyas Efendi vardı.
Ayvansaray’da marangozluk işleri yapıyordu. Bir gün yaşlıca “bir kadın” geldi bu zatın dükkânına.
Kapı pencere siparişi verdi.
İlyas Efendi sordu kadına:
“Nasıl bir şey istiyorsun?”
Kadıncağız;
“Tek odalı bir evim var. İlâve bir oda yaptırıyorum. O ikinci odayı kiraya verip geliriyle geçinip gideceğim” dedi.
Yine sordu ki:
“Nasıl ödeyeceksin?”
“Alacağım kira paralarından ödeyeceğim inşallah” dedi.
İlyas Efendi, olur veya olmaz diye bir cevap vermedi kadına.
“Pekâlâ, yarın konuşuruz” dedi.
Maksadı, Efendi Baba’ya sormaktı.
O gün gitti dergâha.
Oturup dinledi sohbeti.
Ancak unutmuştu bu şeyi.
Büyük veli, sordu ona:
“İşler nasıl İlyas?”
“İyidir efendim” dedi.
Ama hatırlayamadı yine.
“Müşteri geliyor mu bari?”
“Hamdolsun efendim, işsiz kalmıyoruz.”
Mübarek zat hatırlatmak istiyordu.
Sordu yine:
“Peki bir şey sipariş veren oldu mu bu aralar?”
Yine hatırlayamadı.
“Hayır efendim, olmadı” dedi.
O zaman büyük veli “Bugün gelen kadının işini hâllediver” buyurdu.