Sizin ihtiyâcınız yok mudur?

Bir gün halîfe Abdülmelik, Atâ bin Ebî Rebâh hazretlerini ziyârete geldi ve nasîhat istedi.
Atâ hazretleri;
“Ey halîfe, eshâb-ı kirâmın evlâdına iyi muâmele et, onları incitme. Emrin altında bulunanların haklarını gözet, ihtiyâçlarını gider. Kapını kilitleyip, onları dışarıda bırakma” buyurdu. 
Halîfe;
“Efendim, hep başkasının ihtiyâcından söz ettiniz. Sizin hiç ihtiyâcınız yok mudur?” diye sordu.
Atâ hazretleri;
“Ben ihtiyâcımı, Allahü teâlâya arz eder, O’ndan isterim” buyurdu.
Halîfe duygulanıp;
“Zâten sizi böyle yücelten de işte bu hâlinizdir” dedi.

FEYZ ALIR
Bir gün de sevdiklerine;
“Kardeşlerim; (Evliyânın anıldığı yere rahmet iner) hadîs-i şerîftir” buyurdu.
Yine buyurdu ki;
“Bu hadîs-i şerîf, evliyâyı severek hatırlayanın, feyz ve berekete kavuşacağını ve duâlarının kabul olacağını haber veriyor. Herkes muhabbeti miktarınca, o büyüklerin feyzlerinden ve nurlarından istifâde eder.”

ONLAR YOKSA
Bir gün de sohbetinde;
“Evliyânın bakışları devâ, sohbetleri hasta ve ölü kalblere şifâdır. Onları gören, Allahü teâlâyı hatırlar” buyurdu.
Dinleyenler;
“Öyle zatlar yoksa efendim?” deyince;
“Onlar yoksa kitapları vardır. Onların kitaplarını okuyup, yüksek, seçilmiş olduklarına inanan ve bunun için onları seven de onların ruhlarından feyz alır” buyurdu.

Comments are closed.