Sizin sosyal fobiniz hangisi?

AİLEDOKTORU
Hazırlayan: Uzm. Dr. S. Hilmi ÖZKIRIŞ
İç Hastalıkları Uzmanı

> Mehmet Aktan
Çok çekingen olmadığımı düşünüyorum ama tanımadığım insanlar karşısında konuşurken düşüncelerimi aktarmakta yetersiz kalıyorum. Konuşma anında aklıma hiçbir şey gelmiyor. Geriye dönüp baktığımda ne söylediğimin farkında değilmişim. Mesela bir grup karşısında bana soru sorulduğunda üzerinde çalışmadığım, düşünmediğim daha önce dikkatli bir şekilde okumadığım bir konuda ise donup kalıyorum. Oysa başka insanlara bakıyorum, daha önce evveliyatını bilmedikleri bir konuda bile bir şey söyleyebiliyorlar. Bendeki sıkıntı nedir acaba, nasıl kurtulabilirim?

Kıymetli okuyucumuz, sizin durumunuz tipik Sosyal Anksiyete Bozukluğu ve Sosyal Fobiye uymakta. Bu durum; diğer insanların gözleri üzerinde olunduğunda yaşanan aşırı endişe halidir. Rahatsızlığın şiddeti ne kadar fazla ise o derece başka insanlar için sıradan durumlar rahatsızlık kaynağı olur. Böyle kişiler, konuşmayı başlatamazlar, göz göze gelmekten kaçınırlar, diğer insanlara göre daha az konuşur, daha uzun süre sessiz kalır, cevap vermekte gecikir, konuşmaya eşit ölçüde katılamazlar, bazen meslekleri gereği insanlarla ya da toplum önünde konuşmak mecburiyetinde olduklarında, rahat görünmek için fazla gayret gösterirler. Dikkatleri kendilerine yönelmiş olduğunu diğer insanların kendileriyle ilgili ne düşündüğüyle konularında fazlasıyla meşguldürler; bu tarz düşünce devam edip giden bir iç çatışma halindedir. 
Sosyal fobide “rezil olacağım”, “komik duruma düşeceğim”, “herkes ne kadar aptal olduğumu düşünecek”, “ne kadar beceriksiz olduğum anlaşılacak”, “bir daha kimse benimle arkadaşlık yapmak istemeyecek” şeklinde zihinde yanlış düşünceler olur. Buradaki önemli noktalardan birisi ise kasıtsız olarak kurallar çiğnendiğinde utanma oluşmaktadır. Sosyal fobi, bariz kabiliyet kaybına sebep olan kronik bir hastalık olup, çarpıntı (% 79), titreme (% 75), terleme (% 74), gerginlik (% 64), midede rahatsızlık hissi (% 63), ağız kuruluğu (% 61) gibi fizyolojik belirtilerle kendini gösterir.

HAYATINIZI ÇEKİLMEZ KILAR
Başkalarının ne düşündüğünün aşırı önemsenmesi kaygı, endişe ve kararsızlık oluşturur. Bu da daha çok utanç duymamıza sebep olur. Bu duygu kıpırdama, yüz kızarması ve kekeleme gibi davranış değişikliklerine yol açar. Kişi bedenindeki bu değişimleri fark edince gerilim ve utanç duygusu daha da yoğunlaşır. Bu korku ve sonucunda oluşan kaçınma davranışları, bireyin iş, sosyal ve özel hayatını olumsuz etkiler

FİZİKİ KUSURLAR KORKUTUYOR

Sosyal fobi, insanlar tarafından izlenebileceği veya denetlenebileceği yerlerde bulunmaktan korkma şeklinde ortaya çıkar. Bazen fiziki görünümle ilgili bir endişe şeklinde de olabilir.

NEREYE KADAR KAÇACAKSINIZ?

Sosyal fobili kişi; sürekli başkalarının kendisinden daha iyi, daha güzel ya da daha başarılı olduğu düşüncesindedir. Bu sebeple sosyal ortamlarda yer almaz, sürekli kaçar. Endişeler ve bedensel tepkiler kişinin günlük hayatını olumsuz etkilemeye başlar. Davetlere, organizasyonlara, toplantılara gidemez ya da gitmekte zorlanır ve erteler. İş yerinde aktif görev almaktan kaçınır. Duygusal ilişkilerde de başarısızdır.

ENDİŞE VEREN DURUMLAR

> Kalabalık önünde konuşmak
> Başkalarıyla birlikte yemek yiyip bir şeyler içmek 
> Başkalarının önünde yazı yazmak veya imza atmak
> Toplu taşıma araçlarıyla seyahat etmek
> Sırada beklemek 
> Alışveriş yapmak
> Kalabalık önünde telefon açmak 
> Genel tuvaletleri kullanmak

TEŞHİS İÇİN NELER GEREKİR?

> Hasta, insanların kendisini inceleyebileceği ve eleştirebileceği ortamlarda bulunmaktan belirgin derecede korkmalı
> Korkulan toplumsal durumla karşılaşma bir anksiyete veya panikatakla sonuçlanmalı 
> Kaçınma ve davranış kaybı ortaya çıkmış olmalı 
> Belirtiler genel bir tıbbi hastalık, bir madde kullanımı veya başka bir psikiyatrik bozuklukla açıklanamamalı 
> Yaşanılan kaygı günlük hayatı ciddi bir şekilde etkiliyorsa, 18 yaşının altındaki kişilerde en az 6 ay boyunca devam etmişse sosyal anksiyete bozukluğu teşhisi konulur.

OKUYUCUYA CEVAP…

40 yaşında hayata âdeta küser oldum!

> Rumuz Beyza

40 yaşında dindar bir ev hanımıyım. Boyum 1.60, kilom 51. Tansiyonum yükseliyor. Kardeşimle ilgili problemler oldu, çok üzüldüm, bu arada rahmimi aldılar, psikolojim bozuldu. Her şeye takar oldum, yalnızlığı seviyorum. Bir de kulaklarımda çınlama var, neler tavsiye edersiniz?

Beyza Hanım, kilonuz iyi, sizde irsiyet, stres ve üzüntüye bağlı Esansiyel Hipertansiyon mevcut. Öncelikle tuzu sofranızdan yok edin. Üzerinize düşen maddi ve manevi vazifelerinizi yaptıktan sonra her şeyi Allah’a havale edin, tevekkül en ideal hayat tarzı. Göreceksiniz başta kalbimiz olmak üzere tüm vücudunuza rahatlık ve huzur gelecektir. Depresyon ilaçlarını hekiminizin kontrolü altında bırakabilirsiniz. Tuzsuz diyet ve kilo kontrolüne rağmen tansiyonu 125/85 değerlerine düşüremezseniz, hekiminizin uygun göreceği antihipertansif ilaçları devamlı kullanmalısınız. Aksi takdirde başta kalp olmak üzere, göz, beyin ve böbrek yetmezliği gibi hayatı tehdit eden birçok durum ortaya çıkabilir! Size tavsiyem, depresyon ilaçlarını bırakabilirsiniz ama antihipertansif ilaçlarınızı kesinlikle bırakmamanızdır. Kulaklarınızdaki çınlama ve diğer şikayetleriniz büyük ihtimalle tansiyon kaynaklı gibi gözükmekte…

HAFTAYA: SOSYAL FOBİNİN ÇOCUKLARA ETKİSİ

HER DERDİNİZİ BANA YAZIN

e-mail: aile.doktoru@tg.com.tr

 

Comments are closed.