Su istiyorum!..

Bir gün İbrâhim Edhem hazretleri sahraya çıkmıştı. Abdest almak için gitti bir kuyu başına ve sarkıttı kovasını.
Çektiğinde şaşırdı.
Zîrâ kovada su yoktu.
“Gümüş” vardı.
Geri döküp tekrar saldı.
Çektiğinde yine şaşırdı.
Zira “altın” çıktı bu defâ da.
Üzülüp, boşalttı onu da.
Üçüncü defâ daldırdı.
Büyük zat su beklerken, bu sefer de “mücevher” çıktı kuyudan.
Duygulandı.
Ellerini açıp;
“Yâ Rabbî, ben bunları istemiyorum. Abdest almak için biraz su istiyorum” diye yalvardı.
Ve kovayı saldı.
Nihâyet “su” çıktı. Sevinip şükretti.

TATLI NAR
Bu zat, hükümdarlığı terk edip bir zenginin bağında bekçilik yapıyordu. Bağ sâhibi seslendi bir gün kendisine.
“Yâ İbrâhim!”
Koşup geldi:
“Buyurun!”.
“Bana birkaç tane nar getir, ama tatlılarından olsun.”
“Peki!” dedi.
Ve bir tabak dolusu nar toplayıp arz etti Efendisine.
Adam tadına bakıp;
“Bunlar ekşi, ben tatlı istemiştim. Nicedir bu bağda bekçilik yapıyorsun. Hâlâ tatlısını ekşisinden ayıramıyorsun” dedi.
İbrâhim Edhem;
“Tatmadığım şeyin tatlısını ekşisini nereden bileyim” dedi.
Adam şaşırdı.
Hayret içinde;
“Senin şu ihlâsına bakınca; ‘Sen İbrâhim Edhem misin?’ diyesim geliyor” dedi. O ise cevap vermedi ve tanımasınlar diye terk etti o yeri.

Comments are closed.