Şu talebeyi götürebilirsiniz!

Çandarlı Hayreddin Paşa, İznik toprağını nurlandıran bir Allah dostudur… Bu mübarek zat, Orhaniye Medresesi’nde talebe iken bir gün Sultan Orhan geldi o medreseye.

Onu kapıda karşıladılar:

“Hoş geldiniz Sultanım.”

“Hoş bulduk. Baş müderrisle görüşecektim.”

“Namaz kılıyor Sultanım, hemen çağıralım” dediler.

Ama Sultan;

“Hayır, biz bekleriz” dedi.

Evet, yanlış okumadınız…

Bir Osmanlı padişahı medreseye gelmiş, baş müderrisle görüşmek için makamında onu bekliyor…

Hani bugünkü tâbirle cumhurbaşkanı, bir üniversiteye gitmiş, rektörle görüşebilmek için odasında onu bekliyor.

Osmanlıda ilim böyle kıymetliydi…

Derken müderris geldi.

Görüşüp sohbet ettiler.

Ve Sultan, baş müderrise “Hocam, yakında bir gazaya çıkacağız… Bizim, yol boyunca danışacağımız, sorup fetva alacağımız bir âlime ihtiyacımız vardır” dedi.

Baş müderris, Alaaddin Esved hazretleriydi.

“Başüstüne Sultanım” dedi.

Ve talebeleri tek tek süzüp Çandarlı Kara Halil’i işaret ederek “Şu talebeyi götürebilirsiniz” dedi.

Evet, henüz medrese talebesi olan Kara Halil, bütün bir sefer müddetince müşavirlik yaptı Sultana…

Padişah, onun onayını almadan kalkışmadı bir işe…

Comments are closed.