Sübhanallah!

(Dünden devam)
Efendimiz (aleyhisselam), Hazret-i Fatıma’ya “Ey kızım! Her gün otuz üç kere ‘Sübhanallah’, otuz üç kere ‘Elhamdülillah’, otuz üç kere ‘Allahü ekber’, bir kere de ‘Lâ ilahe illallahü vahdehu lâ şerike leh. Lehül mülkü ve lehül hamdü ve hüve alâ külli şey’in kadîr’ söyle” buyurdu.
***
Resulullah devam etti:
“Bunların hepsi yüz kelimedir. Bunları okursan kıyamette bin sevap bulursun ve mizanda/terazide sevapların ağır gelir” buyurdu.
Sonra evden ayrıldı.
***
Hazret-i Fatıma, Hazret-i Ali’yi üzecek bir şey yapmadı. Emrine hiç muhalefet etmedi.
Yani karşı çıkmadı.
Hazret-i Ali de Hazret-i Fatıma’nın gönlünü kıracak bir harekette bulunmadı.
***
Enes bin Malik hazretleri der ki: “Resulullah’ın huzurunda oturmuştuk. O sırada Hazret-i Ali geldi ve en geride oturdu. Efendimiz onu gördü.
Yanına çağırdı.
Önüne oturttu.
Ve ‘Yâ Ali! Allahü tebareke ve teâlâ hazretleri seni dört hasletle benden faziletli kıldı’ buyurdu.
***
Eshab bunu işittiler.
Ve çok hayret ettiler!
Zira akılları almamıştı. Bir sahabi izin alıp ‘Yâ Resulallah! O şeyler nedir? Bize onu bildirin’ diye arz etti
Efendimiz ‘peki’ dedi.
Ve ‘Allahü teâlânın ihsanıyla ona Fatıma gibi hanım, Hasan ve Hüseyin gibi oğullar ve Resulullah gibi kayınpeder nasip olundu, bana ise olunmadı’ buyurdu.”

Comments are closed.