Tâceddîn Küçük Efendi rahmetullahi aleyh, Hanefî mezhebi fıkıh âlimidir. Asıl ismi, İbrâhim Hamîdî’dir. Isparta’ya bağlı Atâbey’de doğdu. 973 (m. 1565)’de İstanbul’da vefât etti.
Bu mübarek zat, bir dersinde buyurdu ki:
Eshâb-ı Kirâm (radıyallahü anhüm) arasında en üstün olanlar, dört Halîfe’dir (radıyallahü anhüm). Allahü teâlâ, onları, sevgili Peygamberine (sallallahü aleyhi ve sellem) halîfe, dînine ve sevdiklerine yardımcı olarak seçti. Resûlullah mü’minlere, onların yoluna sarılmayı, onların izinden gitmeyi nasihat eyledi. Onların halifeliklerinin müddetini de beyân eyledi. Ebû Hüreyre (radıyallahü anh) rivâyet etti. Resûlullah buyurdu ki: “Şu dört kişinin sevgisi, ancak mü’minin kalbinde bir araya gelir. (Bu dört kişi) Ebû Bekr, Ömer, Osman ve Ali’dir (radıyallahü anhüm).”
Hulefâ-i Râşidîn içerisinden en faziletlisi Ebû Bekr ile Ömer’dir (radıyallahü anhümâ). Huzeyfe (radıyallahü anh) rivâyet etti. Resûlullah efendimiz buyurdu ki: “Aranızda ne kadar kalacağımı bilmiyorum. Benden sonra, iki kişiye uyunuz” buyurarak, Ebû Bekr ile Ömer’e (radıyallahü anhüma) işâret buyurdu.
Dahhâk, İbn-i Abbâs’dan (radıyallahü anh) rivâyet etti. Resûlullah buyurdu ki: “Ben ilkim, Ebû Bekr ikinci, Ömer üçüncüdür.” Ebû Ervâ Devsî (radıyallahü anh) anlattı. Resûlullahın yanında oturuyordum. Bu sırada Ebû Bekr ile Ömer çıkageldiler. O zaman Resûlullah; “Beni ikinizle teyîd eden Allahü teâlâya hamdolsun” buyurdu.
Ebû Bekr ile Ömer’in (radıyallahü anhümâ) faziletlerinin bir delîli de; Resûlullahın mecliste, konuşmada ve istişârede onlara öncelik vermesi, bu durumun Eshâb-ı kirâm arasında meşhûr olmasıdır. İsmâil bin Umeyye (radıyallahü anh) anlatır: “Hazreti Ebû Bekr ve Hazreti Ömer’in Resûlullah efendimizin yanındaki yerleri belli idi. Onlar Resûlullahın huzûrlarına geldikleri zaman, Hazreti Ebû Bekr, Resûlullahın sağına, Hazreti Ömer sol tarafına otururdu. Onlar bulunmadıkları zaman yerlerine kimse oturmazdı.”
Enes bin Mâlik (radıyallahü anh) anlattı: “Resûlullah, Eshâbının yanına teşrîf buyurdukları zaman, onların hepsi başları önlerinde Resûlullahın mübârek sözlerini dinlerlerdi. Yalnız, Hazreti Ebû Bekr ile Hazreti Ömer, Resûlullahın yüzüne tebessümle bakarlar, Resûlullah da onlara tebessüm buyururlardı.” Mücâhid (radıyallahü anh) anlattı: “Resûlullah, Eshâbı ile istişâre ettikleri zaman, Ebû Bekr’le Ömer konuşmadan önce kimse konuşmazdı.”