Uhud harbi idi.
Müşriklerden Dirar bin Hattab geldi ve hazret-i Talha’nın (radıyallahü anh) başına şiddetli iki kılıç darbesi indirdi.
Mübarek başı yarıldı.
Kan kaybından bayıldı.
Efendimiz gördü.
Ve Eshabına:
“Yâ Eba Bekir! Durmayın, Talha’ya yardıma koşun” diye seslendi.
? ? ?
Hazret-i Ebu Bekir koştu.
Onu baygın hâlde buldu.
Başını kaldırdı.
Yüzüne su serpti.
Hazret-i Talha ayıldı.
Gözünü açar açmaz:
“Resulullah ne yapıyor, ne hâldedir?” diye sordu.
Hazret-i Ebu Bekir:
“Çok iyidir. Beni sana O gönderdi” diye cevap verdi.
O, bu cevabı aldı.
Sevinip ferahladı.
Hiçbir şeyi kalmadı.
Kuş gibi hafifledi.
Ayağa fırladı ve “Allahü teâlâya sonsuz şükürler olsun. O sağ olduktan sonra her musibet hiçtir” dedi.
? ? ?
Bir iki dakika geçti.
Resulullah teşrif etti.
Hazret-i Talha’nın yanına geldi, hâlini gördü ve bütün vücudunu mübarek elleriyle mesh etti.
Sonra el açıp:
“Allah’ım! Talha’ya şifa ver. Ona kuvvet ver” diye dua etti.
Hazret-i Talha o anda sapasağlam oldu ve kalkıp savaşa devam etti…