Son günlerde bazı kâğıttan politikacılar, aynaya bakınca kendilerini görüp feryat ediyorlar. “Askerleri biz kaplan bilirdik. Meğer kâğıttan kaplanmış” herzesini, umuma açık ve halkın önünde haykırıyorlar. ABD ordunun içini oymuş derken dudakları bir acayip hâl alıyor. İçlerindeki kin, nefret yüzlerine vuruyor.
Milletimiz, ordumuzu ve askerliği peygamber ocağı ve mesleği bilir. Evladını askere yollarken, onu sıkı sıkı tembihler: Aman bu ocağa hile olmaz, nöbetinde gafil olma der. Eline de kınalar yakar. Böyle bir kuruma, düşmanlarımız bile saygı duyarken; kendi içimizden çıkıp devletten maaş alanlara ne demeli?.. İnsanımızı askerlikten soğutmak anayasal suçtur. Bunu aleni ve yaygın yapanlarınki, daha da ağırdır. Savcılarımız derhal gerekeni yapmalı, zaten yapacaklar da. Bundan eminim. Aynı siyasi çevrelerden başkaları da, “Halkımız Mısır’dan, Tunus’tan daha beter, daha şiddetle isyan etmelidir” diye aleni haykırıyor. Halkı aleni isyana teşvik etmek çok büyük suçtur. Ceza kanununun ilgili maddeleri derhal işletilmelidir. Bu lafı kim derse desin, kabullenilemezdir. 367 katılımına dayanak bulan meşhur hukukçular nerede? Yüksek yargı partileri incelemiyor mu? Alın size delil. Esas mesele devletin bekasıdır. Bunda parti, oy kaygısı ve taraf aranmaz. Suç o kadar açık ki; buna meşruluk, masumluk kulpu takmak için, büyük yalancı olmak lazım.
Bu ordu 5000 yıllık tarihe sahiptir. Komutanları hep en önde gidip, harpte, ilk şehit düşenlerden olmuştur. Kosovaları, Sırpsındığıları, Niğboluları, Çaldıranları, Mercidabık ve Ridaniyeleri, Mohaçları Zigetvarları bu ordu kazandı. 1’inci Dünya Harbinde, üstümüze yüklenen yedi düveli, Çanakkale’de hezimete uğratıp kaçırtan bu ordudur. Bunu Anzaklar bile teslim ve takdir ederken, kâğıttan siyasetçiler göremiyorlar. Bu ordu İstiklal harbinde bir avuç arpa kavurgasıyla, 20 gün Sakarya kıyılarına Yunan’ı çivileyen ve hezimete uğratan, Büyük Taarruzda Yunan’ı denize döken ordudur. Halen dünyanın en kritik yerlerinde, Kızıldeniz’de, Hint Denizi’nde, Kosova’da, Afganistan’da ve nice yerlerde yüz aklığı ile görev yapan ordumuza laf atan, ancak kendi içindeki kötülükleri ortaya dökmüştür. Ordu, milletin göz bebeğidir. Buna laf söyleyen karşısında hep milleti bulmuştur ve bulacaktır.