Muhammed bin Ahmed (İbn-i Zuğdân) hazretleri evliyânın büyüklerindendir. 1417 (H.820) senesinde Tunus’ta doğdu. Birçok âlimden fıkıh, mantık, hadîs öğrendi. Sonra Kâhire’ye gitti. Evliyânın büyüklerinden Yahyâ bin Ebi’l-Vefâ ile görüşüp, bereketli sohbetlerine kavuştu. 1476 (H. 881) senesinde Kâhire’de vefât etti.
Bu mübarek zat, Peygamber efendimizi sık sık rüyâsında görürdü. Gördüğü rüyâları kendisi şöyle anlatır:
Resûlullah efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) rüyâmda bana; “Uyuyacağın zaman beş defâ E’ûzü Besmele oku ve sonra şöyle duâ et: ‘Ey Allahım! Muhammed’in hakkı için, Muhammed’in yüzünü şu anda ve gelecekte bana göster.’ Bunu dediğin zaman, ben sana görünürüm ve aslâ gecikmem” buyurdular.
Bir kere Resûlullah’a okuduğum salât ve selâmlarda acele ettim. Resûl-i ekrem rüyâmda buyurdu ki: “Allahümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli seyyidinâ Muhammed derken, yavaş yavaş, harflerin üzerine basa basa söyle. Ancak vakit daralmış ise, o zaman biraz acele edebilirsin. Sana öğrettiğim bu şekil, fazîletli şeklidir. Başka şekillerde getirilen salât ve selâm yine kabul olunur. En iyisi, salâtın başlangıcında bir kere de olsa, tam mânâsı ile, yavaş yavaş salât ve selâmın tamâmını getirmelisin, noksan bırakmamalısın.” Sonra Resûl-i ekrem, bana tam salât ve selâmın şeklini şöyle tâlim buyurdular:
“Allahümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli seyyidinâ Muhammedin kemâ salleyte alâ seyyidinâ İbrâhîme ve alâ âli seyyidinâ İbrâhîme ve bârik alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli seyyidinâ Muhammedin kemâ bârekte alâ seyyidinâ İbrâhîme ve alâ âli seyyidinâ İbrâhîme fil âlemîn, inneke hamîdün mecîd. Esselâmü aleyke eyyühennebiyyü ve rahmetullâhi ve berekâtühü.”
“Bir gece Resûlullah efendimizi rüyâmda gördüm ve; ‘Ey Allahü teâlânın Resûlü! Birçok kimse, sizi rüyâda sık sık gördüğüme inanmıyorlar’ dedim. Mübârek elini kalbimin üzerine koydu ve; ‘Ey evlâdım, gıybet haramdır. Sen, (Ey müminler! Zannın çoğundan sakınınız! Çünkü, zannın çoğu günâh olur. Birbirinizin kusûrunu araştırmayın! Birbirinizi gıybet etmeyin!) [Hucurât-12] meâlindeki âyet-i celîleyi okumadın mı?” buyurdu. Sonra Resûl-i ekrem şöyle buyurdu:
“Eğer başkasının gıybet etmesini dinlemek mecburiyetinde kalırsan, İhlâs ve Mu’âvvizeteyn (Felak ve Nas) sûrelerini oku. Hâsıl olan sevâbı, gıybeti edilenlere hediye eyle. Çünkü gıybet ile sevap, ikisi de birbirlerini takip ederler ve Allahü teâlânın izni ile denk olurlar.”