(Dünden devam)
Hazret-i Abbâs münasip görünce, birlikte Ebû Tâlib’e gelip, durumu söylediler. Ebû Tâlib sevindi. Minnettâr oldu.
Ve onlara;
“Ukayl’i bana bırakın. Diğerlerini siz bilirsiniz!” dedi.
Abbâs Ca’fer‘i aldı.
Efendimiz Ali‘yi aldı.
Ebû Tâlib’in yükü hafifledi.
Hazret-i Cibrîl vahiy getirinceye kadar, Alî “radıyallahü anh” Efendimizin yanında kaldı.
Onun yanında büyüdü.
Her şeyi Ondan gördü.
Ve Ondan öğrendi.
HİÇ PUTA TAPMADI
Fahr-i âlem Efendimiz hazretlerine nübüvvet Pazartesi günü bildirildi. Evvelâ hazret-i Ebû Bekr “radıyallahü anh” îmâna geldi.
Ondan önce kimse îmân etmedi.
İlk O îmân etti.
İkinci îmân eden İmâm-ı Alî’dir.
“radıyallahü anh”
On yaşında idi.
Hiç puta tapmadı.
Hak Sübhânehü ve teâlâ, putlara tapmaktan Onu korudu.
Kendisi anlatır:
Annem bana hâmile idi.
Bir gün evden çıktı.
Kiliseye doğru yürüdü.
Puta tapacaktı.
O niyetle gidiyordu.
Ama nasîb olmadı.
Zîra yolda hastalandı.
Kiliseyi unutup, eve döndü…