(Dünden devam)
Ahmed Namıki Cami hazretleri, Hace Mevdud’a “İlimsiz evliyalık hiçtir. Her ne kadar marifet ilimlerini kemal derecede biliyorsan da, ilm-i zahirde de kemal derecede olman lazımdır” dedi.
O, bu nasihati dinledi.
Ayrılıp evine döndü.
***
Yol kenarında bir şahsın “Yâ Mevdud! Yâ Mevdud!” diye seslendiğini duydu. O kimsenin kim olduğunu merak etti.
Ve yanına gitti.
Hâlini sordu.
O kişi cevaben “Uzun zamandır gözlerim görmüyor. Şifa için Allah’a yalvarıyordum ki gaibden can kulağıma ‘Mevdud Çeşti, sevgili kulumuzdur. Onu vesile ederek dua edersen gözlerin açılır’ diye bir ses geldi” dedi.
O, bunları dinledi.
Kendisine dua etti.
O an gözleri açıldı.
***
Aynı sene zahiri ilimlere devam etmek için Belh’e gitti. Onun geldiğini işitenler karşılamaya çıktılar. Ona çok saygı ve hürmet gösterdiler… Sohbetleriyle bereketlendiler.
Ama bazısı haset etti.
Onu çekemediler.
Ve imtihana yeltendiler.
***
Aralarından dört yüz kişi topladılar. Bir Cuma günü Belh Camiinde namazdan sonra kendisine zahir ilminin en zor meselelerinden sordular. Cevap veremeyip rezil olacağını düşünüyorlardı.
Ama öyle olmadı.
Hepsini cevapladı.
Şaşırıp kaldılar. Bunun üzerine “Siz bu kadar ilim sahibi olduğunuz hâlde niçin kaside dinliyorsunuz?” dediler. (Devamı var)