Yâ Sariye! Dağa, dağa!..

Hazret-i Ömer (radıyallahü anh), ordusunu kâfirler üzerine gazaya göndermişti. Hazret-i Sariye başkumandandı.
Ordu ayrıldı.
O yere vardı.
Bir dağın eteğinde karargâh kurdular. Düşman ordusu ise dağın öbür tarafında olup İslâm ordusunu görmüşlerdi.
Pusu kurdular.
Saldıracaklardı.
Halife Hazret-i Ömer Cuma günü mescide gelip hutbe için minbere çıktı. O anda Hakk teâlâ kaldırdı gözünden perdeyi.
Ordu uzaklardaydı.
Bir aylık mesafeden askerinin gafletini ve düşmanın hilesini görüp “Yâ Sariye! Dağa dikkat et dağa!” diye bağırdı.
O, işitti bu sesi.
Garibine gitti.
Zira bu ses Halifenin sesiydi ve bir aylık mesafeden sesleniyordu kendisine. Derhâl tedbir alıp saldırıya geçtiler.
Allah yardım etti.
Zafere eriştiler.
Nihayet ordu geri döndü. Eshap Hazret-i Sariye’ye sordular:
“Zafer nasıl kazanıldı?”
O da şöyle anlattı:
“Bir Cuma vaktiydi.
Bir ara Halifenin sesini işittim.
‘Yâ Sariye! Dağa dikkat et, dağa!’ diyordu.
Çok şaşırdım.
‘Hayal mi görüyorum?’ dedim.
Hayır, hayal değildi. Hazret-i Ömer’in sesiydi bu.
Fırlayıp kalktık.
Dağı arkaya aldık. Yekvücut düşmana hücuma geçtik. Allahü teâlâ yardım etti. Zafere eriştik.”

Comments are closed.