Yâr Muhammed Kadîm

Yâr Muhammed Kadîm Talkânî, Hindistan’ın büyük velîlerindendir. On yedinci asrın sonlarında vefât etti… İmâm-ı Rabbânî hazretleri, Mektûbât’ın birinci cildinde 117 ve 211. mektuplarını Yâr Muhammed Kadîm’e yazdı. Birinci cild, yüz on yedinci mektup özetle şöyledir:
“Mevlânâ Yâr Muhammed bizi unutmamış. Kalb, çok zaman his organlarına bağlıdır. Duygu organlarından uzak olanlar, kalbden de uzak olur. Hadîs-i şerîfte; (Göz görmeyince, gönülden de uzak olur) buyuruldu. Bu hadîs-i şerîf, kalbin duygu organlarına bağlı bulunduğu mertebeyi göstermektedir. Tasavvuf yolunun nihâyetine varılınca, kalbin his organlarına bağlılığı kalmaz. Histen uzak olmak, kalbin yakın olmasını bozmaz. Bunun içindir ki, bu yolun büyükleri, başlangıçta ve yolda olanların, olgun bir rehberin yanından ayrılmalarına izin vermemişlerdir. “Bir şeyin hepsi yapılmazsa, hepsini de elden kaçırmamalıdır!” Bu söze uyarak, bulunduğunuz yolu değiştirmeyiniz! Uygunsuz kimselerle arkadaşlık etmekten, elden geldiği kadar sakınınız!..“
211. mektupta da özetle şöyle buyurmaktadır:
“Tasavvufu öğretmek için, size izin verilmişti. Bunun üzerine, faydalı birkaç şey yazıyorum. Cân kulağı ile dinleyin! Davranışlarınızı buna göre ayarlayın: Tasavvufu öğrenmek için bir tâlib yanınıza gelince, çok düşününüz! Bu yoldan size istidrâc yapılabileceğini, yıkılabileceğinizi göz önüne getiriniz! Hele talebe gelince, içinizde bir sevinç, bir rahatlık duyarsanız Allahü teâlâya yalvarınız! Ona sığınınız! Çok istihâre yaparak, ona tarîkati öğretmek uygun olacağını ve istidrâc ve yıkılmak olmadığını iyice anladıktan sonra öğretiniz. Çünkü, Allahü teâlânın kullarına iş vermek ve onlarla uğraşarak kendi vaktini elden çıkarmak, Ondan izinsiz câiz değildir. İbrâhîm sûresinin birinci âyetinde meâlen, (Rablerinin izni ile, insanları karanlıklardan çıkarıp nûra kavuşturmaklığın için) buyuruldu.

“İZİN, ŞARTLARA BAĞLIDIR!”
Size ve başkalarına verilen izin, şartlara bağlıdır. Allahü teâlânın râzı olduğunu anlamadan, iş yapmamak birinci şarttır. Şartsız, bağlantısız izin verme zamanı daha gelmemiştir. O zaman gelinceye kadar, şartları yerine getirmeyi iyi gözetiniz! Haberleşmemiz lâzımdır. Mîre de böylece yazmıştım. Ondan da bilgi alınız! O zamanın gelmesi için ve şartların sıkıntısından kurtulmanız için çalışınız! Vesselâm.”

Comments are closed.