Yârın bana kavuşacaksın!

Yûnus Mürebbî hazretleri gençliğinde Selçuklu kumandanlarından Hüsâmeddîn Çoban komutasındaki ordu ile Kastamonu fethine katıldı.
Çok gençti.
Ama dinçti.
Günler geçti.
Uzun süren muhasarada kaleyi almak şöyle dursun, surlara tırmanmak dahî mümkün olmadı. Bir gün Yûnus Mürebbî, kumandana bir şey arz etmek istedi.
Huzûruna çıktı.
Bir selâm verdi.
Ve bir asker gibi;
“Kumandanım! İzin verirseniz, bundan sonra yapılacak ilk cenkte bayraktar olmak istiyorum” diye arz etti.
Heyecanlıydı.
Yaşı küçük idi.
Ama ümitliydi.
Kumandan Ona şöyle bir bakıp; “Hayır, sen henüz küçüksün” dedi. Bu cevâba çok üzülen genç Yûnus; “Ama beyim, dün gece rüyâmda Sevgili Peygamberimizi gördüm” dedi.
Komutan sordu:
“Nasıl gördün?”
“Anlatayım” deyip;
“Kumandanım! Efendimiz aleyhisselâm bana; ‘Ey Yûnus! Sen yarın bana kavuşacaksın. Fakat elinde bayrakla gel!’ buyurdu” dedi.
Kumandan;
“Pekâlâ” dedi.
Ve kabul etti.
Genç Yûnus sancağı kaptı, beline bir urgan sarıp, ucunu kale burçlarına fırlattı. Dökülen kızgın yağlara, alevli paçavralara aldırmadı.
Yukarı tırmandı.
Burçlara yetişti.
Ve sancağı dikti.
Sonra kılıcıyla kale kapısının halatlarını keserek kapıyı açtı. Açılan kapıdan içeri giren askerlerimiz kaleyi fethettiler.

Comments are closed.