“Yarın burada öldürülür!”

Bedir harbinden bir gün önceydi. Efendimiz, Eshabın büyükleriyle harp sahasını gezdiler. Ertesi gün, tarihin en ibretli savaşı yapılacaktı o meydanda.

Efendimiz eğildi.
Mübarek parmağıyla bir noktaya işaret ederek “Yarın, filan kâfir burada öldürülür” buyurdular.
Sonra ilerledi.
Tekrar eğildi.
Bir noktayı işaret edip “Burası da, falan kâfirin öldürüleceği yerdir” buyurdular.
Aynen öyle oldu.
Santimi santimine.
Milim şaşmadan.
? ? ?
Osman
bin Affan hazretlerinin şehit edildiği gün isyancılardan gözü dönmüş
iki kişi vardı ki, hızlarını alamayıp delice Halifenin evine girdiler.
sağa sola saldırdılar.
Kıracak eşya aradılar.
Ve bir asa/baston gördüler ki bu asa, Efendimiz’in hediyesiydi Hazret-i Osman’a.
Birisi o asayı aldı.
Ve kırmaya yeltendi.
Ancak öbürü asayı tanıyıp:
“Dur! Sakın kırma!” dedi.
Öbürü sordu:
“Nedenmiş o?”
“Çünkü Resulullah’ın asasıdır”
Ancak adamın gözü dönmüş, aklı örtülmüştü. Hiç kimseyi dinleyecek hâlde değildi.
Dizine karşı verdi.
Ve kırdı o asayı.
Kırdı ama, şişmeye başladı o dizi. Deve boynu gibi oldu.
Ağrıdan duramıyordu.
Yerleri tırmalıyordu.
Çok çektikten sonra ölüp gitti…

Comments are closed.