Yaşlı bayanı çıldırtan söz!

Yaşadığım olay İsveç’te geçmiştir… Bir kış günü, gece geç saatlerde, 505 numaralı hatta belediye otobüsüyle yolculuk yapıyordum. Belediye otobüsü, sakin bir yerde, göl kenarında yol alıyordu. Duraktaki yolcuyu almak için durdu. Oldukça yaşlı bir bayan yolcu, şoföre gideceği semtin ismini söyledi ve otobüsün oraya gidip gitmeyeceğini sordu. Şoförden olumlu bir cevap alınca da otobüse bindi. Otobüsümüz tekrar hareket etti…

Bir süre sonra bu yaşlı bayan yolcu, tereddüt etmiş olacak ki yerinden kalktı… Otobüs şoförünün yanına gelerek gideceği adresi tekrar söyledi ve otobüsün oraya gidip gitmeyeceğini tekrar sordu. Şoför bu defa çok yakınından geçtiğini söyledi. İşte bu söze yaşlı bayan âdeta çıldırmıştı…
Kendisinin çok yaşlı olduğunu, mutlaka evinin yanına kadar götürmesi gerektiğini, eğer götürmeyecekse niçin kendisini otobüse bindirdiğinin hesabını 
soruyordu.
Şoför, o saatte, o hatta başka yolcu otobüsü olmadığı için kendisini aldığını, indireceği yerden biraz yürürse, evine kolaylıkla varabileceğini söyledi.
Yolcu ise “hayır” diyordu… Her tarafın kar içinde olduğunu, kayıp düşebileceğini, böyle bir durumda, belediyeye karşı tazminat davası açmak zorunda kalabileceğini tehdit eder şekilde anlatıyordu…
Ben olup bitenleri izliyor, sorunun nasıl çözüleceğini merak ediyordum. Eminim, bu konu Türkiye’de geçse, muhtemelen “Ya teyze gecenin bu saatinde sen de niye evinden çıktın?” gibi olurdu. Ve yolcuyu ikna etmek yerine in aşağı denilerek otobüsten indirilirdi. Nice halk otobüsünde nice yolcunun bu şekilde mağdur edildiğine şahidim.
Ama burası başkaydı… Belli ki şoför çok sıkışmıştı. Ne yapabileceğini bilmiyordu. Yaşlı yolcunun isteği yerinde değildi. Onun için ona, onu evine kadar götürürse seferin gecikeceğini, yolcuların yolda kendisini beklemek zorunda kalacağını, eğer şikâyetçi olanlar olursa, işine son verilebileceğini, kendisini anlayışla karşılayıp zorluk çıkartmaması gerektiğini, yalvaran ifadelerle anlattı.
Fakat yolcu bir türlü ikna olmuyordu. Ne de olsa, dünyanın her yerinde yaşlılar çok inatçı oluyorlar.
Sonunda şoför, telsizle merkezi aradı ve başındaki bu ciddî sıkıntı için ne yapması gerektiğini sordu. Konu merkezdeki yetkililerle uzun uzun tartışıldı. Belli ki, yolcu haksızdı ama gece vakti de ona anlayışlı davranmak gerekiyordu.
Nihayet merkezdeki yetkili kararını verdi. Merkezden bir servis aracı gönderileceğini, araç gelinceye kadar yolcunun indirilmeden otobüste bekletilmesini istedi. İnsana verilen değer, vatandaşlık şuuru, mesuliyet duygusu ne güzeldi…
Prof. Dr. O.Nuri Yıldırım-Antalya

Comments are closed.