(Dünden devam)
Sonunda karar verip “Bundan sonra hiç kimse çocuk sahibi olmayacak; doğan her çocuk, erkekse öldürülecek!” emrini verdi.
Halkı kontrol altına aldı.
Memurlar tayin etti.
***
Erkekleri şehirden sürdü.
Tekrar girmelerini engelledi.
Çevreye nöbetçiler dikti.
Yeni doğan bebekler kontrol ediliyor, erkekse öldürülüyordu.
Böylece yüz bin masum öldürüldü.
***
Hazret-i İbrahim’in annesi de korkuyordu.
Zira Ona hamileydi.
Beyi Taruh vefat etmiş, onun kardeşi Azer’le evlenmişti.
Azer kâfirdi.
Bebeğe zarar verebilirdi.
***
Ondan kurtulmak için beyi Âzer’e “Karnımdaki çocuk erkek doğarsa götürüp Nemrud’a teslim edersin. Böylece seni daha çok sever ve sana kıymet verir” dedi.
Azer buna sevindi.
Doğum yaklaşıyordu.
***
Nihayet o gün geldi.
Beyi Azer’e “Doğumda ölmek de vardır, korkuyorum; sen puthaneye git, benim için dua et” dedi.
Böylece onu uzaklaştırdı.
Azer puthaneye gitti.
İçeri kapanıp dua etti.
***
O da evden çıktı.
Bir mağaraya gitti.
Orada Hazret-i İbrahim doğdu.
Annesi onu iyice emzirdi.
Mağaranın ağzını kapatıp şehre döndü. (Devamı yarın)