Zayıflık, bitkinlik ve huzursuzluğun kaynağı: Kansızlık

DEMİR EKSİKLİĞİ ANEMİSİ -1-

DEMİR AÇISINDAN ZENGİN GIDALAR
Kırmızı et, karaciğer, balık, kuru üzüm ve yumurta sarısı demir açısından zengin gıdalardır. Un, ekmek ve tahıllar demir ile zenginleştirilebilir.

Sevgili okuyucularımız, birkaç hafta sizlere yukarıda sorusunu kısaca cevapladığım okuyucumuz sayın Dilek Akagündüz vesilesiyle, ülkemizde özellikle kadın ve çocuklarda sıkça rastlanan, her açıdan günlük performansımızı düşüren ve kişiler arası iletişim sıkıntılarına yol açabilen kansızlık türlerinden en sık rastlanılanı “Demir Eksikliği Anemisi“nden bahsetmek istiyorum. Ülkemizde doğurganlık çağındaki kadınların büyük bir kısmında maalesef demir eksikliğine bağlı kansızlık mevcut. Bu kansızlık türünün teşhisi, önlenmesi ve tedavisi kolay olup, çoğu aşırı adet kanamasına bağlı olarak oluşan bir durumdur.

KAN, VÜCUDA OKSİJENİ YAYIYOR
Kan, içerdiği hücreler ve maddelerle kalpten tüm organlara pompalanan, vücudun oksijen ve besin ihtiyaçlarını karşılayan hayati bir sıvıdır. Düzenli olarak aldığımız sıvı ve besin maddeleri kana geçerek organlara dağıtılır. Havada bulunan oksijen akciğerlerden kana geçerek kalbe, buradan da kan yoluyla organlara ulaştırılır.
Kanda oksijen taşıyan hücreler alyuvarlardır. Hücrelere oksijen taşıma işleminin iyi şekilde olabilmesi için düzenli olarak üretilmeli, yaşlanan hücreler dalak tarafından imha edilerek kemik iliğinde yeni kan hücreleri üretilerek dolaşıma verilir. Alyuvarların oksijen taşıyabilmeleri için hücrelerin içinde Hemoglobin denilen proteine bağlı demir bulunur. Tabiatta metal olarak bulunan demir vücutta üretilemediğinden besinlerle alınması mecburi bir maddedir.

DEPODA DEMİR KALMAYINCA…
Besinlerle alınan demir, sindirim sisteminden kana geçtiğinde “Transferrin“ adlı taşıyıcılar tarafından alınarak alyuvarların yapım yeri olan kemik iliğine götürülür. İhtiyaç fazlası ise başta karaciğer olmak üzere organlarda depolanır. Günlük ihtiyaç besinlerle karşılanamadığında bu depolardan faydalanılır. Fakat demir depoları sonsuz bir kaynak olmayıp günlük alım yetersiz olduğunda veya ihtiyaç fazla olduğunda depolar tükenir ve alyuvarların üretimi aksar. Böylece ilk başlarda vücudun demir açığı çeşitli tedbirlerle giderilmeye çalışılır. Bu da yetersiz kaldığında demir eksikliğine bağlı olarak alyuvarların yetersiz üretilmesinden kaynaklanan kansızlık (anemi) vücutta ortaya çıkmaya başlar.

KADINLAR RİSK ALTINDA
Doğurganlık çağında olan, âdet dönemi sebebiyle kan kaybı yaşayan, demir ihtiyacı artmış gebe veya emziren kadınlar ile çocuklar ve perhizinde yeterli oranda demir bulunmayan kişiler anemi riski taşır. Demir eksikliği anemisi, en sık görülen kansızlık tipidir. Anemi sebepleri arasında rastlanma oranı % 90 ile ilk sırada yer alır. Dünyada erkeklerin ortalama yüzde 20’si, kadınların yüzde 35’i, gebe kadınların % 50’si çocukların ise yüzde 40’ı anemiktir. Gelişmiş ülkelerde 0-5 yaş arası çocuklarda kansızlık yüzde 4-20 iken az gelişmiş ülkelerde aynı yaş grubunda kansızlık oranı yüzde 80’lere kadar çıkmakta, ülkemizde ise % 50 civarındadır.

Günlük demir ihtiyacımız ne kadardır?

Anemi genellikle başka hastalıkla birlikte seyreder…Demir ihtiyacı ise 1-3 mg kadardır.

Demir eksikliği anemisi kendi başına bir hastalık değildir, her zaman başka bir hastalığın bir belirti ve bulgusudur. Burun kanamaları, hemoroid, mide ya da bağırsak ülseri, polip, mide-bağırsak kanseri gibi durumlarda vücutta ve kemik iliğindeki demir depolarının harcanması sonucu kansızlık yavaş yavaş gelişir. Genellikle kadınlarda demir depoları daha azdır. Günlük demir ihtiyacı 1-3 mg kadardır. Bunun % 5-10 oniki parmak ile ince bağırsağın başlangıç kısmından emilir.

KİMLER ANEMİ, KİMLER DEĞİL?
Günlük kayıp; ter, dışkı, idrar, dökülen hücreler ile 1 mg’dır. İhtiyaç, bebeklik, hamilelik, ağır hastalık ve emzirme dönemlerinde artar.
Anemi kan hastalıklarında en sık rastlanılan belirti olup kandaki Hemoglobin seviyesinin normal değerlerin altında olması halidir. Rakamsal olarak; erişkin erkeklerde 13 g/dl, kadınlarda 12 g/dl’nin altında olmasıdır. 6 ay ile 6 yaş arası çocuklarda 11 g/dl’nin, 6-14 yaşlarda 12 g/dl’nin altı anemi olarak nitelenir.

OKUYUCULARIMIZA CEVAPLAR

SEN YE!..
Yaşım 25, kilom 45, boyum 1.64, Ferritin değerim 2.6, demir ilacı verildi. Bu ilacın yanında başka ilaç kullanmam gerekir mi, bu hastalık kilo almaya engel olur mu, ne yiyip içmem lazım, bana neler tavsiye edersiniz?
> Dilek Akagündüz

CEVAP: Kıymetli Dilek, boyuna göre zayıfsın, herkese kilo almayı, hamur işi ve tatlı yemeyi yasaklarken sana bol bol yemeni tavsiye ediyorum. Kilo meselesinde önemli olan; kişi aldığı kaloriyi fizik aktivite ile harcıyorsa mesele yok. Ne yerse yesin. Ama günümüz hayat tarzında emeğe dayalı üretim yerine beyin gücüne dayalı iş hayatı olduğundan kişiler aldıkları kaloriden zengin gıdaları yeterince yakamamakta, böylece kilo almaktadırlar. Kişinin metabolizma hızı iyi ve kilo almıyorsa; kola, cips, hazır gıdalar dışında her şey yiyebilir. Hatta kanaatime göre; normal günlük fiziki aktivitenin yanında 5 vakit namaz da kılıyorsanız ekstra bir egzersize gerek bile yok. Depo demiri olan Ferritin’in oldukça düşük, verilen ilacın dozu yeterli gelmeyebilir. Çabuk iyileşmen açısından iğne şeklinde demir preparatlarından hekiminin tavsiyeleri doğrultusunda kullanırsan daha çabuk toparlarsın. Demir ilaçları kilo almaya engel olmaz, tam tersi bazı hastalarımızda iştah açarak kilo almaya bile yardımcı olur.

Benler büyüyorsa kökünden aldırın!

> Rumuz Karabay 19

Oğlum 23 yaşında, yüzünde irili ufaklı et benleri var. Doktora gitti ama bir netice alamadık. Tam bir tedavi de verilmedi. Güneşten uzak kalması söylendi. Ayrıca kızım 15 yaşında saçında kabuklu badem büyüklüğünde saçkıran oluştu. Doktora gitti, fakat verilen ilaçlar fayda sağlamadı. Neler tavsiye edersiniz?

CEVAP: Kişilerdeki et benleri çoğunlukla genetik yapı ile ilgilidir. Açık tenli insanlarda daha çok rastlanır. Burada önemli olan kriter, et benlerini özellikle güneşin dik geldiği 9.30-17.30 arası yaz saatlerinde gölgelik mekanlarda bulunmak, büyüme gösterdiği veya yüzeyinde düzensizlik olduğu takdirde ise en kısa zamanda eksizyonel (tamamen çıkartarak) biyopsi yaptırmaktır. Böylece mesele temelden düzeltilmiş ve halledilmiş olur. Saçkıranın çoğunlukla sebebi ani ve yoğun psikolojik şoklardır. Nadiren de mantar enfeksiyonlarına bağlı olabilir. Cildiye uzmanı meslektaşlarımız bu işi rahatlıkla hallederler. Tekrar kontrole gidin lütfen! Burada esas mesele strese zemin hazırlayan faktörleri ortadan kaldırmak ve bu yönde gerekenleri yapmaktır. Gerisi kendiliğinden düzelecektir.

Yüzüm yağlanıyor ve aşırı terliyorum

> Ahmet Özmen

1.70 boyunda, 67 kiloda lise öğrencisiyim, yüzümde yağlanmalar oluyor. Ayrıca çok şiddetli bel ağrılarım ve çok aşırı terleme oluyor. Deodorant kullanmadığım zaman çok zor durumda kalıyorum, giysime kadar etki ediyor, yardımcı olursanız sevinirim.

CEVAP: Sevgili Ahmet, ergenlik döneminde ve bir takım genetik faktörlerin etkisi sebebiyle bazı kişilerde cilt altı yağ dokusunda ciddi artışlar olur. Seninki de buna benziyor. Esas olanı tam bir fizik muayeneden geçmen ve tespit edilecek bulgulara göre de gereken tahlilleri yaptırmandır. Bu dönemde çikolata, her türlü şekerleme, cips, kola, kuru yemiş ve katı hayvani yağlı gıdalardan uzak durman birçok meseleyi temelinden halleder. Ayrıca çayına şeker katmaman ve ekmeğini de tam buğday ekmeği olarak tercih edersen son derece fayda görürsün. Bel ağrısı ve terleme durumlarında Türkiye şartlarında ilk akla gelmesi gereken hastalık; çiğ sütten üretilen peynir yiyenler ve hayvancılıkla uğraşanlarda görülen Brusella hastalığı olmalıdır. Yapılacak muayene ve tahlillere böyle bir durumun olup olmadığı tespit edilebilir. Muayene ve tetkiklerin normalse sadece bünyevi olarak değerlendirilip ona göre içinde bazı kozmetik tedbirlerin de olduğu uygulamalar ve tavsiyelerle oldukça rahatlarsın inşaallah. Önce detaylı bir muayeneden geç lütfen.

Comments are closed.